Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Hem deme ki: 'Ben hiçim; ne ehemmiyetim var ki, bu kâinat bir Hâkim-i Mutlak tarafından kasdi olarak bana teshir edilsin, benden bir şükr-ü külli istenilsin? '
Çünki sen çendan, nefsin ve suretin itibariyle hiç hükmündesin. Fakat vazife ve mertebe noktasında, sen şu haşmetli kâinatın dikkatli bir seyircisi, şu hikmetli mevcudatın belagatlı bir lisan-ı natıkı ve şu kitab-ı âlemin anlayışlı bir mütalaacısı ve şu tesbih eden mahlûkatın hayretli bir nazırı ve şu ibadet eden masnuatın hürmetli bir ustabaşısı hükmündesin.
(Bediüzzaman Said Nursi - 23. Söz'den)
Lügatler
Belagat:tam, yerinde düzgün ve hakikatli söz söylemek
Çendan:gerçi, her ne kadar, o kadar
Ehemmiyet: önem
Hâkim-i mutlak:kesin galip, tam hâkimiyet sahibi
Haşmet:büyüklük, heybet
Hayret:şaşkınlık, ne yapacağını bilememek
Hikmet:Herkesin bilmediği gizli sebeb, gizli sır, sebeb, fayda, gaye, her şeyin belirli gayelere yönelik olarak, manalı, faydalı ve tam yerli yerinde olması
Hükmünde:benzeri, gibi
Hürmet:saygı, değer verme, haysiyet, şeref
İbadet:Allah'ın emirlerini yapmak, sevaplı ve ihlâslı iş yapmak
İtibarıyla:yönüyle, şekliyle, bunun gibi
Kâinat: evren, yaratılanların hepsi
Kasdi: bilerek ve isteyerek yapılan, niyet ederek yapılan
Kitâb-ı âlem:dünya kitabı
Lisan-ı nâtık:konuşan dil, konuşma dili
Mahlukat:yaratılmışlar, yaratıklar
Masnuat:yapılanlar, sanatlı yapılmışlar
Mertebe:derece, kademe
Mevcudat: varlıklar
Mütalaa:okuma, inceleme, etraflıca inceleyip düşünme
Nazır:bakan
Nefis:insanın kendisi
Suret: biçim, şekil
Şükr-ü külli:tam şükür
Tesbih:Allah'ı her şeyden yüce tutmak, Allah'ı şanına layık ifadelerle anmak
Teshir:kolaylaştırmak