Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Dünya madem fânidir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır. Hem madem dünya sahibsiz değil. Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerim bir Müdebbiri var. Hem madem ne iyilik ve ne fenalık, cezasız kalmayacaktır. Hem madem (Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar) sırrınca teklif-i mâlâyutak yoktur. Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır. Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler, kabir kapısına kadardır.
Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, malayani şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin; selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin.
(Bediüzzaman Said Nursi - 16. Mektubdan)
Lügatler
Âhiret: öteki dünya, öldükten sonraki hayat
Bahtiyar:talihli, mesut, mübarek
Dünyevi:dünyayla ilgili, dünyalık
Emir:iş, husus, şey, hadise, madde, buyruk, talimat, kural
Fâni:ölümlü, gelip geçici, yok olan
Fenalık: kötülük
Hakîm:iş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan(Allah)
Hayat-ı dünyeviye:dünya hayatı
Hayat-ı ebediye:sonsuz hayat
Kabir: mezar
Kerim:şerefli, izzetli, ihsan ve inayet sahibi
Malayani:manasız, faydasız, boş
Misafirhane:misafir ağırlanan yer
Misafirhane-i dünya:dünya misafirhanesi
Müdebbir:her şeyin evvelden tedbirini yapan(Allah)
Mükellef:sorumlu, yükümlü, vazifeli
Müreccah:tercih edilen
Saadet-i ebediye:sonsuz mutluluk
Selamet:kurtuluş, korktuklarından kurtulmak, emniyet, rahat
Sır:herkesin bilmediği gizli hakikat
Teklif-i mâlâyutak:ağır ve güç yetmez olan teklif
Telakki:kabul etmek, karşılamak, öyle görmek ve anlamak
Telef:yok olmak, zayi olmak, boşa gitmek, ölmek, boş yere harcamak