Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki esbabı dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba teşebbüs ise, bir nevi dua-i fiili telakki ederek; müsebbebatı yalnız Cenab-ı Hak'tan istemek ve neticeleri ondan bilmek ve ona minnettar olmaktan ibarettir.
(Bediüzzaman Said Nursi - 23. Söz'den)
Lügatler
Belki:bilakis, aslında
Cenâb-ı Hakk:Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
Dest-i kudret:Allah'ın kudret eli
Dua-i fiili: fiilî dua, gerekli şartları ve sebepleri yerine getirme
Esbab:sebepler
Minnettar: iyiliğe karşı duyulan teşekkür duyan, yapılan iyilikleri başa kakan
Müsebbebat:sebeplerin sonuçları
Nev':çeşit, sınıf, cins, tür
Reddetmek: geri döndürmek, kabul etmemek, karşı çıkmak
Riayet:uymak
Telakki:kabul etmek, karşılamak, öyle görmek ve anlamak
Teşebbüs:başvurma
Tevekkül:sebebleri işledikten sonra işi başkasına bırakmak, Allah'a güvenme ve Onu vekil kabul etme
İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir. 'Tevekkeltü alallah' der, sefine-i hayatta kemal-i emniyetle hadisatın dağlarvari dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadir-i Mutlak'ın yed-i kudretine emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder. Sonra saadet-i ebediyeye girmek için Cennet'e uçabilir. Yoksa tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkları uçmasına değil, belki esfel-i safiline çeker. Demek iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.
(Bediüzzaman Said Nursi - 23. Söz'den)
Lügatler
Berzah:dünya ile âhiret arası, iki âlem arası, perde
Dağlarvari:dağlar büyüklüğünde
Emanet:birisine koruması için teslim edilen şey
Esfel-i safilin:Allah katında aşağıların en aşağısı
Hadisat:hadiseler, olaylar
Hakiki: gerçek
İktiza: gerektirme
İstirahat: dinlenme, rahatlama
Kadîr-i Mutlak:mutlak güç ve kuvvet sahibi(Allah)
Kâinat: evren, yaratılanların hepsi
Kemâl-i emniyet:tam bir güven
Nur: ışık,aydınlık, parlaklık
Saadet-i dareyn:iki dünya saadeti
Saadet-i ebediye:sonsuz mutluluk
Sefine-i hayat:hayat gemisi
Seyran:bakıp görmek, gezmek, gezinmek, hareket etmek
Tazyikat:sıkıştırmalar, sıkıntı ve ızdırap vermeler
Teslim:kabul etmek, doğru ve haklı bulmak, bir emaneti vermek, hükmü altına girmek
Tevekkeltü alallah:ben Allah'a güvenip onu vekil kabul ettim
Tevekkül:sebebleri işledikten sonra işi başkasına bırakmak, Allah'a güvenme ve Onu vekil kabul etme
Tevhid:birleme, Allah'ın bir olduğuna inanma
Yed-i kudret:kudret eli, güç ve iktidar