MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 28.10.2013 01:25
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Nasıl ki bir ilâcı istihsan edip izdiyad etmek, devayı dâ'e inkılab etmektir. Öyle de hiçbir vakit hak ona muhtaç olmayan mübalağalı tergib ve terhib ile, gıybeti katle müsavi veya ayakta bevletmek zina derecesinde göstermek veya bir dirhemi tasadduk etmek hacca mukabil tutmak gibi müvazenesiz sözler, katl ve zinayı tahfif ve haccın kıymetini tenzil ediyorlar. Bu sırra binaen: Vaiz hem hakîm, hem muhakemeli olmalıdır. Evet müvazenesiz vaizler, çok hakaik-i neyyire-i diniyenin husufuna sebeb olmuşlardır. Meselâ: İnşikak-ı Kamer olan mu'cize-i mütevatire-i bahireyi, meyl-ül mücazefe ile, arza nüzul ile peygamberin cebine girip çıkmış olan ilâve, o güneş-misal mu'cizeyi Süha yıldızı gibi mahfî ve kamer-misal olan bürhan-ı nübüvveti münhasif ettiği gibi münkirlerinin bahanelerine kapılar açtı.

Hasıl-ı kelâm: Her muhibb-i dine ve âşık-ı hakikata lâzımdır: Her şeyin kıymetine kanaat etmek ve mücazefe ve tecavüz etmemektir. Zira mücazefe kudrete iftiradır ve 'Daire-i imkânda daha ahsen yoktur' olan sözü, İmam-ı Gazalî'ye dediren hilkatteki kemal ve hüsne adem-i kanaattır ve istihfaf demektir.

(Bediüzzaman Said Nursi - Muhakemat'tan)

Lügatler

Adem-i kanaat:kanaatsizlik, yetinmemek, kâfi görmemek

Ahsen:en güzel,çok güzel

Arz: yeryüzü,dünya

Âşık-ı hakikat:hakikata âşık, doğruya taraftar

Bahane:kusur, noksan, yalandan özür, vesile

Bevletmek:idrar yapmak

Binaen:bu sebebten, bundan dolayı, dayanarak

Bürhan-ı nübüvvet:peygamberlik delili

Da':hastalık

Daire-i imkân:imkân âlemi, mümkün olan, şartların müsait olduğu âlem

Deva:ilaç, çare

Dirhem: yaklaşık üç grama denk olan bir ağırlık ölçüsü

Gıybet:arkadan çekiştirmek, hazır olmayan arkasından hoşuna gitmeyecek bir şey söylemek

Güneş-misal:güneş gibi, güneşe benzeyen

Hak:varlığı hiç değişmeyen,her hakka sahip,ibadete layık(Allah)

Hakaik-i neyyire-i diniye:dinin nurlu hakikatları

Hakîm:iş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan(Allah)

Hâsıl-ı kelam:sözün özü, sonsöz, özet

Hilkat: yaratılış

Husuf:ay tutulması

Hüsün: güzellik

İftira:yalan yere birisini suçlu göstermek

İlave:ek

İnkılab:başka tarza değişmek, dönüşüm

İnşikak-ı kamer: Peygamberimizin (a.s.m.) bir işaretiyle Ay'ın ikiye bölünmesi mu'cizesi

İstihfaf:küçümsemek, küçük ve aşağı görmek, tahkir etmek

İstihsan:beğenmek, güzel bulmak, korunmak, kapanmak

İzdiyad:çoğalmak, artmak

Kamer-misal:ay gibi, aya benzer

Kanaat:helalle yetinmek, kısmetine razı olmak, aç gözlü olmamak, tatmin olmak, inanmak

Katl:öldürmek


Kemal:olgunluk, mükemmellik, fazilet

Kıymet:önem, değer, bedel

Kudret: güç, kuvvet, iktidar

Lazım:lüzumlu, gerekli

Mahfi:gizli, saklı

Meyl-ül mücazefe:sözle aldatma meyli

Mu'cize:insanların yapmaktan aciz kaldıkları, ancak Allah tarafından yapılabilen ve ancak Allah tarafından peygamberlere nasip olan harika hadiseler

Mu'cize-i mütevatire-i bahire:doğruluğu kesin, yalan söylemeyen bir cemaatçe nakledilmiş apaçık mucize

Muhakemat:muhakemeler

Muhakeme:iki tarafı dinleyip hüküm vermek, zihinde inceleme yapmak

Muhibb-i din:dini seven, dine muhabbet duyan, dindar

Mukabil: karşılık

Muvazene: karşılaştırma, denge

Mübalağa:olduğundan fazla veya eksik göstermek, haddini aşmak

Mücazefe:söz ile karşısındakini hakkını örtmek ve aldatmak

Münhasif:sönükleşen, gölgede kalan, değersiz

Münkir:inkâr eden, kabul etmeyen, değersiz

Müsavi:denk, aynı derecede

Nuzül:iniş, inmek, aşağı inmek

Sır:herkesin bilmediği gizli hakikat

Süha yıldızı:büyükayı yıldızlarının en küçüğü

Tahfif:hafifletme, yükünü azaltma, küçük görme, küçümseme

Tasadduk:sadaka vermek

Tecavüz:haddini aşmak, zorlamak, söz veya hareketle ileri gitmek

Tenzil:indirmek, aşağı indirmek

Terğib:rağbet ettirmek, şevklendirmek, isteklendirmek

Terhib:korkutmak, fazla korkutmak

Vaiz:nasihat veren, dini meseleler üzerine öğüt veren