Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Nev'-i insanın yüzde sekseni ehl-i tahkik değildir ki, hakikata nüfuz etsin ve hakikatı hakikat tanıyıp kabul etsin. Belki surete, hüsn-ü zanna binaen, makbul ve mutemed insanlardan işittikleri mesaili takliden kabul ederler. Hatta kuvvetli bir hakikatı, zaif bir adamın elinde zaif görür ve kıymetsiz bir mes'eleyi, kıymetdar bir adamın elinde görse, kıymetdar telakki eder. İşte ona binaen, benim gibi zaif ve kıymetsiz bir biçarenin elindeki hakaik-i imaniye ve Kur'aniyenin kıymetini, ekser nasın nokta-i nazarında düşürmemek için, bilmecburiye ilan ediyorum ki: İhtiyarımız ve haberimiz olmadan, birisi bizi istihdam ediyor; biz bilmeyerek, bizi mühim işlerde çalıştırıyor. Delilimiz de şudur ki: Şuurumuz ve ihtiyarımızdan hariç bir kısım inayata ve teshilata mazhar oluyoruz. Öyle ise, o inayetleri bağırarak ilan etmeye mecburuz.
(Bediüzzaman Said Nursi - 28. Mektub'dan)
Lügatler
Belki:bilakis, aslında
Bîçare: çaresiz
Bilmecburiye:mecburen, zorunlu olarak
Binaen:bu sebebten, bundan dolayı, dayanarak
Delil:ispat vasıtası, doğruyu gösteren
Ehl-i tahkik:hakikatleri delilleri ile bilen âlimler
Ekser:pek fazla, daha çok, çoğunluk
Hakaik-i imaniye ve Kur'aniye:iman ve Kur'an hakikatleri
Hakikat: gerçek
Hariç:dış, dışarı, dışında
Hüsn-ü zan:iyi fikirde bulunup iyi olacağını düşünmek
İhtiyar:seçmek, istek, arzu, seçilmek
İlan: duyurma
İnayat:yardımlar, lütuflar
İnayet:yardım, lütuf
İstihdam:Hizmet ettirilme
Kıymet:önem, değer, bedel
Kıymetdar: kıymetli, önemli, değerli
Kıymetsiz:değersiz
Makbul:kabul olunan, beğenilen, sevaplı
Mazhar:sahip olma, nâil olma, erişme
Mesail:meseleler
Mutemed:itimad edilen sözüne güvenilen kimse
Mühim:önemli, kıymetli, değerli
Nas: insanlar
Nev'i insan:insan cinsi
Nokta-i nazar:bakış açısı, bakma noktası
Nüfuz:sözü geçer olmak, içine girmek
Suret: biçim, şekil
Şuur:anlayış, idrak, bilinç
Takliden:taklit ederek, benzemeye çalışarak
Telakki:kabul etmek, karşılamak, öyle görmek ve anlamak
Teshilat:kolaylaştırmalar, zorlukları kaldırmalar
Zaif: zayıf, dayanıksız