Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Ahmaklardan mühim bir mevkii işgal eden birisi demiş ki: 'Biz, Allah Allah diye diye geri kaldık. Avrupa, top tüfek diye diye ileri gitti.'
'Cevab-ül ahmak-is sükut' kaidesince, böylelere karşı cevab sükuttur. Fakat bazı ahmakların arkasında bedbaht akıller bulunduğundan deriz ki:
Ey biçareler! Bu dünya bir misafirhanedir. Her günde otuz bin şahid, cenazeleriyle 'El-mevtü hak' hükmünü imza ediyorlar ve o davaya şehadet ediyorlar. Ölümü öldürebilir misiniz? Bu şahidleri tekzib edebilir misiniz? Madem edemiyorsunuz; mevt, Allah Allah dedirtir. Sekeratta Allah Allah yerine; hangi topunuz, hangi tüfeğiniz, zulümat-ı ebediyi o sekerattakinin önünde ışıklandırır, ye's-i mutlakını ümid-i mutlaka çevirebilir? Madem ölüm var, kabre girilecek; bu hayat gidiyor, baki bir hayat geliyor. Bir defa top tüfek denilse; bin defa Allah Allah demek lazım gelir. Hem Allah yolunda olsa; tüfek de Allah der, top da Allahü Ekber diye bağırır, Allah ile iftar eder, imsak eder.
(Bediüzzaman Said Nursi - 29. Mektub'dan)
Lügatler
Ahmak:akılsız, aptal
Âkıl:akıllılar, uyanık olanlar
Allâh ü ekber: Allah en büyüktür
Bâki: devamlı, kalıcı, ölümsüz
Bedbaht: talihsiz, şansız, kötü
Bîçare: çaresiz
Cenaze: ölü
Cevab-ül ahmâk-is sükût:akılsıza verilecek cevap susmaktır.
El mevtü Hakk:ölüm haktır, gerçektir.
Hüküm:karar, emir, kuvvet
İftar:oruç açmak
İmsak:el çekmek, kendini tutmak, oruca başlama zamanı
İşgal:zaptetmek, istila etmek, meşgul etmek, oyalamak
Kabir: mezar
Kaide:esas, temel,düstur, kanun, nizam, kural
Mevki: yer
Mevt: ölüm
Mühim:önemli, kıymetli, değerli
Sekerat:sarhoşluk, mest olma, ölüm öncesi hal, can çekişme
Sukût:düşmek, yukarıdan aşağı doğru birden inivermek, alçalmak, değerini kaybetmek, bozulmak
Şahid:bilen, tanıyan, şahitlik yapan
Şehadet: şahitlik, tanıklık
Tekzib: yalanlamak
Ümid-i mutlak:tam bir ümit
Ye's-i mutlak:tam bir ümitsizlik
Zulümât-ı ebedi:sonsuz karanlık