Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Hacc-ı şerif bil'asale herkes için bir mertebe-i külliyede bir ubudiyettir. Nasıl ki bir nefer, bayram gibi bir yevm-i mahsusta ferik dairesinde bir ferik gibi padişahın bayramına gider ve lütfuna mazhar olur. Öyle de: Bir hacı, ne kadar ami de olsa, kat'-ı meratib etmiş bir veli gibi umum aktar-ı arzın Rabb-ı Azimi ünvanıyla Rabbine müteveccihtir. Bir ubudiyet-i külliye ile müşerreftir. Elbette hac miftahıyla açılan meratib-i külliye-i rububiyet ve durbiniyle nazarına görünen afak-ı azamet-i uluhiyet ve şeairiyle kalbine ve hayaline gittikçe genişlenen devair-i ubudiyet ve meratib-i kibriya ve ufk-u tecelliyatın verdiği hararet, hayret ve dehşet ve heybet-i rububiyet 'Allahü Ekber' 'Allahü Ekber' ile teskin edilebilir ve onunla o meratib-i münkeşife-i meşhude veya mutasavvire ilan edilebilir. Hacdan sonra şu manayı, ulvi ve külli muhtelif derecelerde bayram namazında, yağmur namazında, husuf küsuf namazında, cemaatle kılınan namazda bulunur. İşte şeair-i İslamiyenin velev sünnet kabilinden dahi olsa ehemmiyeti şu sırdandır.
(Bediüzzaman Said Nursi - 16. Söz'den)
Lügatler
Afak-ı azamet-i uluhiyet: Cenab-ı Allah'ın ilâhlığının büyüklüğünün ufukları, sınırları
Aktar-ı arz: dünyanın dört bir yanı
Allâh ü ekber: Allah en büyüktür
Âmî:avamca, cahil,ileri gelenden olmayan
Bil'asale:bizzat
Cemaat:topluluk, grup, takım, bir imama uyup namaz kılanlar
Dehşet:ürkmek, korkmak
Devair-i ubudiyet:kulluk daireleri
Durbin:gözetleme aleti, dürbün
Ehemmiyet: önem
Ferik:general
Hacc-ı şerif:şerefli Hac ibadeti
Hararet: sıcaklık, ısı
Heybet-i rububiyet: Allah'ın rububiyetinin heybeti
Husuf:ay tutulması
İlan:duyurma
Kabil:kabul eden, yapılan, gibi
Kat'ı meratib: mertebeleri aşmak, mânen yükselmek
Küllî:bütüne ait, tamamen
Küsuf:güneş tutulması
Lütuf:iyilik, ikram, bağış
Mana-yı ulvi ve külli:yüce ve umumi mana
Mazhar:sahip olma, nâil olma, erişme
Meratib-i Kibriya: Cenab-ı Allah'ın büyüklüğünün mertebeleri
Meratib-i külliye-i rububiyet: Rububiyetin geniş, kapsamlı mertebeleri; Allah'ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesinin, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurmasının mertebeleri
Meratib-i münkeşife-i meşhude: bizzat görerek açığa çıkmış mertebeler
Mertebe-i külliye: geniş ve kapsamlı mertebe
Miftah:anahtar
Muhtelif:çeşitli
Mutasavvire: hayalen, tasavvur ederek
Müşerref:şereflenmiş
Müteveccih:yönelik, yönelmiş, dönmüş
Nazar:bakma, bakış, görüş açısı
Nefer:asker, kişi, er
Rabb:âlemleri ve içindekileri idare edip terbiye ve rızık veren(Allah)
Rabb-i azim: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran büyük Allah
Sır:herkesin bilmediği gizli hakikat
Sünnet: Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler
Şeair:işaretler
Şeair-i islamiye: İslâma sembol olmuş işaretler, iş ve ibadetler
Teskin:sakinleştirmek, rahatlandırmak, yatıştırmak
Ubudiyet: kulluk
Ubudiyet-i külliye: büyük ve umumî kulluk
Ufk-u tecelliyat: tecellilerin, yansımaların ufku
Ulvi:yüksek, yüce
Umum: bütün,tüm, tamam, hepsi
Unvan:isim, nam
Velev:eğer, gerçi, hatta
Veli:Allah dostu, evliya
Yevm-i mahsus:özel gün