MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 09.09.2013 23:49
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

'Âlemlerin Rabbi olan ALLAH DİLEMEDİKÇE, SİZ DİLEYEMEZSİNİZ.'
(Tekvir Suresi, 29 meali)
'Ne yücedir o Allâh ki, bütün alemlere bir uyarıcı olarak kuluna Furkân'ı (Kur'ân'ı) indirmiştir.' (el-Furkân, 1 meali)
Ümmetim hakkında üç şeyden korkuyorum:
Âlimin hatâsı,
Münâfıkın Kur'ân'ı âlet ederek mücâdeleye kalkması,
Kaderin inkâr edilmesi.
Hadis-i Şerif meali
Risale-i Nur'lar insanların imanını kurtarıyor
Büyük memurlardan bir kaç zat benden sordular ki: 'Mustafa Kemal sana üç yüz lira maaş verip, Kürdistana ve vilâyât-ı şarkiyeye, Şeyh Sinûsî yerine vâiz-i umumî yapmak teklifini neden kabul etmedin? Eğer kabul etseydin, ihtilâl yüzünden kesilen yüz bin adamın hayatlarını kurtarmaya sebep olurdun' dediler.
Ben de onlara cevaben dedim ki: Yirmişer, otuzar senelik hayat-ı dünyeviyeyi o adamlar için kurtarmadığıma bedel, yüz binler vatandaşa, herbirisine milyonlar sene uhrevî hayatı kazandırmaya vesile olan Risale-i Nur, o zâyiatın yerine binler derece iş görmüş. Eğer o teklifi ben kabul etseydim, hiçbir şeye âlet olamayan ve tâbi olmayan ve sırr-ı ihlâsı taşıyan Risale-i Nur meydana gelmezdi. Hattâ ben, hapiste muhterem kardeşlerime demiştim: Eğer Ankara'ya gönderilen Risale-i Nur'un şiddetli tokatları için beni idama mahkûm eden zâtlar, Risale-i Nur ile imanlarını kurtarıp idam-ı ebedîden necat bulsalar, siz şahit olunuz, ben onları da ruh u canımla helâl ederim.
Başkaların çekilmesi, ehl-i himmetin şevkini, gayretini ziyadeleştirmeye sebeptir
Ben hem kendimde, hem bu yakındaki Risale-i Nur talebelerinde şuhur-u muharremeden sonra bir yorgunluk ve şevkte bir fütur görüyordum. Sebebini vâzıhan bilmiyordum. Şimdi, eskide söylediğim tahminî sebep, hakikat olduğunu gördüm. Şöyle ki:
Nasıl maddî hava fena ise, fena tesir ediyor; mânevî hava da bozulsa, herkesin istidadına göre bir sarsıntı verir. Şuhur-u selâse ve muharremede âlem-i İslâmın mânevî havası, umum ehl-i imanın âhiret kazancına ve ticaretine ciddî teveccühleri ve himmetleri ve tenvirleri o havayı sâfileştiriyor, güzelleştiriyor, müthiş ârızalara ve fırtınalara mukabele ediyor. Herkes o sayede ve sayesinde derecesine göre istifade eder. Fakat o şuhur-u mübareke gittikten sonra, âdetâ o âhiret ticaretinin meşheri ve pazarı değiştiği gibi, dünya sergisi açılmaya başlıyor. Ekser himmetler, bir derece vaziyeti değişiyor. Havayı tesmim eden buharat-ı müzahrefe o manevî havayı bozar. Herkes derecesine göre ondan zedelenir.
Bu havanın zararından kurtulmak çaresi, Risale-i Nur’un gözüyle bakmak ve ne kadar müşkilât ziyadeleşse, kudsî vazife itibarıyla daha ziyade ciddiyet ve şevkle hareket etmektir. Çünkü başkaların füturu ve çekilmesi, ehl-i himmetin şevkini, gayretini ziyadeleştirmeye sebeptir. Zira, gidenlerin vazifelerini de bir derece yapmaya kendini mecbur bilir ve bilmelidirler.
Lügatçe;
şuhur-u muharreme: haram aylar; Recep, Zilkâde, Zilhicce, Muharrem-fütur: usanç, gevşeklik-vâzıhan: açıkça-Şuhur-u selâse ve muharreme: üç aylar ve haram aylar-teveccüh: ilgi, yönelme-tenvir: aydınlatma-şuhur-u mübareke: mübarek aylar-meşher: gösterme yeri, sergi, teşhir yeri-himmet: mânevî yardım-tesmim: zehirleme-buharat-ı müzahrefe: havayı bozan kötü etkileyici gazlar.