MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Hakan Sezgin
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 31.08.2013 18:12
Konu: Yn: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Her okuyuşta yeni anlam veren Risale-i Nur Kitapları'nı sanal ortamda sıkışmış kalmış gençlere yetiştirmek gerekmektedir. İnançlı bir çok genç 'tanrı yanılgısı' iddalarına inanmamakta ama kendi bildikleri ile de bunlara cevap verememektedirler. Onları bu boşluktan kurtarmak için çabalamak gerekir. Üzerime düşen vazife olursa yapmaya hazırım.

Emeğiniz için teşekkür ederim.

========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: directors
Alan: (grup üzerinden) kloro_fil
Tarih: 31.08.2013 00:39:00
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]
----------
En bahtiyar odur ki:
dünya için ahireti unutmasın, ahiretini dünyaya feda etmesin.
Bediüzzaman
Suâl: Bazı mütedeyyin zatların, dünyadâr haremleri yüzünden ziyade sıkıntı çekmeleri nedendir? Bu havalide bu nevi hadiseler çoktur.
Cevap: O mütedeyyin zatlar, diyanetlerin muktezası böyle serbestiyet-i nisvan zamanında öyle serbest kadınların vasıtasıyla dünyaya girişmeleri hatalarından, o kadınların eliyle tokat yemelerine kader müsaade etti.
Lügatçe;
mütedeyyin: dindar-dünyadâr: dünya hayatına fazla meyilli olan-harem: eş, zevce-serbestiyet-i nisvan: Kadınların açık-saçıklıkla ileri gitmesi.
Risale-i-Nur öyle kökleşmiş ki, hiçbir kuvvet Anadolu’nun sinesinden onu çıkaramaz
Hem Hafız Ali’nin, Sava gibi yerler, karyeler ve Isparta bir medrese-i Nuriye hükmüne geçmesi ve Risale-i Nur’un sadık şakirtleri harikulâde olarak günden güne yükselmeleri ve tenevvür etmeleri, bizleri, belki Anadolu’yu, belki âlem-i İslâmı mesrur ve müferrah eden bir hakikatli haber telâkki ediyoruz.
Âhir fıkrasında, Muhbir-i Sâdıkın haber verdiği “Mânevî fütuhat yapmak ve zulümatı dağıtmak zaman ve zemini hemen hemen gelmiş” diye fıkrasına, bütün ruh u canımızla rahmet-i İlâhiyeden niyaz ve temenni ediyoruz. Fakat biz Risaletü’n-Nur şakirtleri ise, vazifemiz hizmettir; vazife-i İlâhiyeye karışmamak ve hizmetimizi onun vazifesine bina etmekle bir nevi tecrübe yapmamak olmakla beraber, kemiyete değil, keyfiyete bakmak, hem çoktan beri sukut u ahlâka ve hayat-ı dünyeviyeyi her cihetle hayat-ı uhreviyeye tercih ettirmeye sevk eden dehşetli esbap altında Risaletü’n-Nur’un şimdiye kadar fütuhatı ve zındıkaların ve dalâletlerin savletlerinin kırılması ve yüz binler biçarelerin imanlarını kurtarması ve he...
................