Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Cenab-ı Hakk'ı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra, esrara; ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakikî tanımayan, sevmeyen; nihayetsiz şekavete, âlâma ve evhama manen ve maddeten mübtela olur. Evet şu perişan dünyada, âvâre nev'-i beşer içinde, semeresiz bir hayatta; sahibsiz, hâmîsiz bir surette; âciz, miskin bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder.
(Bediüzzaman Said Nursi - 20. Mektub'dan)
Lügatler
Âciz:güçsüz, zayıf
Âlâm: elemler, üzüntüler, acılar
Âvare:başıboş, düzensiz
Bilfiil:fiilen, kendi çalışması ile
Bilkuvve:düşünce halinde, fiile dönüşmeden
Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
Envar:nurlar, ışıklar, aydınlıklar
Esrar:sırlar, gizli hikmetler ve manalar
Evham:vehimler, kuruntular, sanmalar
Hakiki:gerçek
Hâmi:himaye eden, koruyan
Mazhar:sahip olma, nâil olma, erişme
Miskin:çok fakir, uyuşuk, tenbel, zavallı
Mübtela:dertli, hasta, başı sıkıntılı, rahatsız, tutkun, belalı
Nev-i beşer:insan cinsi, insanlar
Nihayetsiz: sonsuz
Saadet: mutluluk, mes'ud oluş
Semere:meyve, verim, netice
suret: biçim, şekil
Şekavet:sıkıntıda kalmak, bela ve zillet içine düşmek