Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
KEREVET
Yaşlı çınar ağacının gölgesinde kerevet
Kerevette bir nine, dalgın, suya bakıyor
Dudağında çok eski zamanların şarkısı
Hüzünlü, hatıralar gözlerini yakıyor
Akşam, diyor da bazen, bakarak uzaklara
Elleri sarmaşıkta yaprak gibi duruyor
Bir yolculuğa çıkmak isteğiyle telaşta
Buruk tebessümlerle, saatini kuruyor
Kuzular geçiyor bir ara yanı başından
Boz kedisi fırlayıp kucağına geliyor
Bir anne sesleniyor çocuğuna “Gel” diye
Her “Gel” sesi aklını karıştırıp, çeliyor
Bir güle, papatyaya, serçelere göz atıp
Yüreğinin sesini dinlemeye dönüyor
Rüzgarın savurduğu küllerin ardı sıra
Can ateşi yavaşça, parçalanıp sönüyor
Kerevet çekiliyor bir an, kayıp altından
Boşlukta, sallanıyor ince, zarif bedeni
Uzaklardan peş peşe davetkâr ses geliyor
Derunî bakışlarla seyrederken gideni
İbrahim Kalkan