İstanbul ve Tokat Şa ... Mesaj Detayi Antoloj ...

Gönderen: Özcan İşler
Tarih: 30.05.2012 23:04
Konu: Yn: ~**~ MEDDAHNÂME ~**~ (İstanbu Fethinin yıl dönümü münasebetiyle)

Güzel şiiriniz için kutlar en kalbi saygı ve selamlarımı sunarım.

========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Evvahi*Osman ŞENER
Alan: Grup: İstanbul Şairleri
Tarih: 29.05.2012 13:21:00
Konu: ~**~ MEDDAHNÂME ~**~ (İstanbu Fethinin yıl dönümü münasebetiyle)

İstanbul'un fethinin 559. yılı münasebetiyle Büyük Fatih'i şükran ve minnetle anıyor, İslamın ruhunu bayraklaştıran bu emsalsiz fethin tüm İslam Alemine ebediyyen mubarek olmasını Cenabı Hak'dan niyaz ediyorum.

MEDDAHNÂME

- l -

—Hak dostum Hak!
Âgâh ol! Âleme ibretle bak…

Ya gül ol gülşende yahut bülbül ol har olma gel
Har ezaya müpteladır sen giriftar olma gel
Mihr-i Subhan’dır erenler müstefid ol dâima
İnkıyad et nura gark ol, zifre dûçar olma gel

- II -

Hoş geldiniz yarenler, safalar getirdiniz
Şu gönül bahçemizi gülşene çevirdiniz

Maziye bir yolculuk başlayacak birazdan
Dilerim tayy-i zaman lezzeti verir Yezdan

Sühanın efsununa bırakın kendinizi
Açın göz bağınızı, çözün kemendinizi

Biraz aralarsanız kapısını kafesin
İçinizdeki çocuk kanatlanacak kesin

Gözlerinizi yumup, yaslanmanız kâfidir
Aldırmayın zamana varlığı izafidir
Hayırlı yolculuklar ey muhayyel kafile!
Kulak verin asaya ne diyor bakın hele:
—Tak… Tak… Tak...

-III-

—“Arzın iki yakası bağ-ı cinân olacak
Gül’ümün mihmandarı gelip mihman olacak”

Levh’e yazmıştı kalem haşyetle bu fermanı
Hak katında sabitti zamanı ve mekânı

Daha tek bedendeydi Âdem’le âdemoğlu
Düşmemişti dünyaya Henüz onların yolu

Yaradan muhabbetle, toprağa ”Ol! ” Buyurdu
Yatağını halkedip, sulara ”Dol! ” Buyurdu

Beyaz yeleli deniz atıldı ilk boğazdan
İkinciyi görünce bayıldı düştü hazdan

Mutantan bir çağlayış Ak’tan Kara’ya doğru
Bir feveran başladı Cihanâraya doğru

Göreni meftun eden bir endam yaratıldı
İlahî ziynetlerle her yanı donatıldı:

Etekler mavi atlas dantel gibi kenarlar
Zümrüt tepelerinde billur gibi pınarlar

İlahi ve mücessem bir şiir bu manzara
Burada ölmez insan, gelmez ise nazara

Rabbim bu güzelliği, lütf u ihsana boğdu
Coştu şükran yaşları, nur topu haliç doğdu

Itırlar saçtı nesim, esrik hû’lar salındı
Şu cihan sarayının has bahçesi kılındı

Yedi tepeli cennet teşrif etti cihanı
Beklemeye başladı, o mubarek sultanı

- IV -

Doğduğu günden beri eflak divanesidir
Kamer erir aşkından, güneş pervanesidir

Cemaline meftundur semadaki yıldızlar
Onun aşkıyla atar, yerde gökte nabızlar

Sevdalıymış diyorlar cennette huri gılman
Onları gören olmuş boğazda zaman zaman

Melekler takdis eder güzelliği mukaddes
Buna vâkıf olamaz önüne gelen herkes

Taşı toprağı altın kokusu misk ü amber
Uğrunda şahadeti övmüş şanlı peygamber

Ondaki güzelliği var Firdevs’le kıyasla
Beşerin hiçbir kiri ona bulaşmaz asla

- V -

Malum babamız Âdem esmâdan haberdardı
Biliyordu dünyada saklı bir cennet vardı

Bir zellenin gölgesi üstündeyken kapkara
Rabbi’nden utandı da gitmedi o diyara

Bir müjdeyle sevindi şeb-i arus deminde
Murada erecekti ahiret âleminde

Denildi ki: “Ey Âdem! İşte, hediyen hazır
Şu safir saray senin, hem de boğaza nazır.

Dilediğince yaşa her kayıttan azade
Allah mübarek etsin; artık sende irâde! ”

Gören hayrete düştü ondaki saltanatı
Kelimeler yetersiz yok bunun izahatı

O aslında her dâim ezel-i âzâldedir
An-ı dâimde hayran rü’yet-i cemaldedir

Bir bakmışsın huzurda düşüp bayılan odur
Aynı anda hublarla cennette kalan odur

İşte yedinci katta el’an birde duruyor
Doğrusu o bir anda birçok yerde duruyor

Neyi görmek dilersen göze ayan olan o
Neyi duymak dilersen kulağına dolan o

Akla sığmıyor artık, yaşanan da, beyan da
Nasıl oldu bilemem yanındayız şu anda

Öyle can u gönülden karşıladı ki bizi
Anında bir sekine kapladı hepimizi

Boğazın girişinde püfür püfür bir tepe
Deniz serenat eder payini öpe öpe

Ufu...
................