Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
*-*- MâZi ve HüZüN -*-*
Sonsuzluk fikrine gebe gökyüzü
Esrarengiz bir ummandı bitimsiz
Yelken yapıp uçarı gönlümüzü
Keyfimizce seyrederdik istimsiz
Bir gölge örterdi yorgun gündüzü
Aydede binlerce kandil yakardı
Akşam karanlığı sessizce iner
Bir tatlı dinginlik alırdı beni
Her tarafa tatlı bir huzur siner
Seyrederdim göklerdeki düzeni
Ruhum ötelere uçmayı dener
Korku eteğinden tutar çekerdi
Yere neşe saçan müşfik yıldızlar,
Haşyetle titrerken üstümüzde hep
Sevdalar dokurdu tezgâhta kızlar;
Ellerinde sevgiler gelep gelep;
Dokundukça canlanırdı cansızlar
Nakış olur desen olur çıkardı
Çoban ateşleri dağlarda gece
İnciler ekerdi kehkeşanlara;
Yanık sinelerden çıkan her hece
Sitem edip zülfü perişanlara
Bülbüllerle dertleşirdi sadece
Onlar ağlar gül yüzünü yıkardı
Kaval sesleri uzaktan uzağa;
Ayrılığın acısından dem vurur;
İç çekerek bakışırdı dağ dağa
Her birisi hasretle ağlar durur
Gözyaşları karışırdı ırmağa
Kavuşmanın coşkusuyla akardı
Sevgi solurdu her varlık düpedüz
Her şeyin nabzı aşk ile atardı
Girmemişti hilkate nifak henüz,
Arılar vecdini bala katardı
Gönüller saf idi sineler temiz
Bilirdik ki Hak gönüle bakardı
Evvahi düş müydü dersin yaşanan
Hayatın tadına ne oldu şimdi
Hakikat şudur ki bozuldu insan
Genlerden lezzetin adı silindi
Sineler taşlaştı kar etmez derman
Otacı hastayı gözden çıkardı
01/02/2010 - Evvahi