Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Burkulan kalbimizden dökülen kelimeler
Zaman ötesi yolculuğa çıkarıyor bizi
Samimi bir dosta rastlıyoruz gönül durağında
Zaferi fısıldıyor kulaklarımıza; savaşın tam ortasında
Sessizliğin kıvrandıran acısında parçalanırken
Sevinç çığlıkları duyuyoruz dört bir yanda
Devrin hortlamış Ebrehe ordusuna karşı
Ebabil taşları fırlatıyoruz dudaklarımızda
Asrın sarp yokuşlarına tırmanırım yalınayak
Binlerce ahederken, ezilen her zerre toprak
Bir yıldız kayar gibi gökyüzünden ummanlara
Bir ışık yanar sinemde yıldızlardan daha parlak
Zuhre yıldızının parlaklığında alınlar
Sönmez bir nurun ışığı taşırlar
Geceleri fitnesinden uyandığımız geceler
Doğması yakın güneşin nurunu taşırlar
Masivayı dolanırım beyhude sinelerde
Bir yaprak gibi savrulup meçhul ellere
Vakitsiz bu yolculukta yorgun düşünceler
Vuslata koşar hayaller, bu hicran ikliminde
Mazinin silinmiş izlerinde kaybolur yollar
Yabancı bir keşfin arayışında bakışlar
Hissizliğin çökmüş ağına karşı; pusuda bekler
Seher vakti secdeye kavuşan alınlar
Bir dost gönül durağımızın ortasında
Yüzünde hasret çizgileri zamanın ahirine
Gözyaşında biriktirmiş vuslat mektuplarını
İzine yüz sürmüş gönül yoldaşlarına
İdris Sadri