Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
KERVANLAR ÇİÇEK YÜKLÜ
kaç tanzimat geçti menekşe mevsimi üzerinden,
yığınla kuş sürüsü canlarını kanatlarında çırpıp ölmediler mi?
tut ki ben tükenmişim,
tut ki kuşlar..
baharı sevebilecek misin?
yağız çehreli hüzün, mütemadiyen uğrarsın da girift efkarıma,
dingin hayallerimin çilingir sofrasında tüketilirsin.
içim vurgun yemiş dalgıç,
ruhum satılmaya yeltenir.
yusuf da böyleydi
satan dünyayı, alan ukbayı bildi.
ken'an gibi yetim, çöl gibi bîçare
yakup imtihanın süzgecinde sükûn, zülayha kölesinin efendiliğine râm iken,
aşkın yedi kapısı cennetin yedi kapısı ile müsemma.
ah yusuf, doğradı da Mısr'ın kadınları ellerini,
yitirmeden edebini, mâh'ını içinde büyüttün.
şimdi ben hangi dua ile kuyunun başında durmalıyım?
kervanlar çiçek ve hüzün yüklü
menzil yüreğinedir..
kalbim, düştüğün yer senin değil
ferhat kendini aşmadan dağları aşmaya kalkmasaydı,
and olsun tutar kaldırırdım seni.
lakin şirin erken öldü,
züleyha rüyasında yanıldı.
ebabil kuşları tedirgin
kalbimin ülkesinden göçüyorlar.
peygamberî bir hüzünden dem vurur artık yazdıklarım.
iplik iplik ruhunu satmaya yeltenmesin diye tacirler.
bundan gayrı,
yitirilmiş bir savaşın ganimetini toplamak sana..
başı önde bir hünkâr sükunetinde çekilmek banadır.
eyy sevgili duy bak, İsa'nın çığlığı yükseliyor:
'yaralı kanatlarla kuşlar daha yüksek uçar'
mart 2007 istanbul