' GENÇ OSMANLI ' Kar ... Mesaj Detayi Antoloj ...

Gönderen: Hanife Üstündağ
Tarih: 26.12.2007 19:57
Konu: BAŞARIYA ULAŞMADA MİMAR SİNAN ÖRNEĞİ

Başarısızlıklarımızı imkansızlıklarla izah etmeye çalışırız.Ama imkansızlıkları yenerek başaran öyle çok isim var ki,örnek alınmayı beklerler.Öncelikle peygamberler öyledir.
Hz.yusuf atıldığı kuyudaki olumsuzluklara ve umutsuzluklara,Hz.Musa Firavuna,Hz.İsa roma despotlarına ve ALİŞAN efendimiz s.a.v. Ebu cehilin kontrol ettiği şartlara meydan okumuşlar,sonunda da başarmışlardır.
Yaratıcı kudret isteseydi,peygamberlerin istedikleri şartaları,onları göndermeden önce bir güzel oluşturur, ondan sonra gönderir, böylece zahmet ve mihnet çekmelerini önlerdi. İstemedi. Çünkü her peygamber bir başka yönüyle ümmete örnek olacaktı. En barız vasıfları ise şartlara teslim olmamaları, hedefleri istikametinde çabalamalarıydı. Şartlar hazır bulmadılar, umutla çalışıp çapalayarak şartlar da Yaradan' ın rahmetini hak etmeye çalıştılar.
Bizim ıskaladığımız galiba bu.... İlahi rahmetin tecellisine vesile olursa, ortada sorun diye bir şey kalmaz. Tüm engeller aşılıp başarıyla kucaklaşılır. Buradaki sihirli formül 'elden geleni yapmadır.
Mimar Sinan,' elden geleni yapma' ya güzel bir örnek teşkıl ediyor. Hedefini belirledikten sonra çabalayan insanın, olumsuz şartlara rağmen, neler yapabileceğini gösteriyor.
1490 yılında Kayseri'nın Kesi nahiyesine bağli Ağrınas köyünde fakir bir ailenin oğlu olarak hayata gözlerini açtı(görünüşte talihsiz doğdu) , ama devrinin en büyük devletinin(Osmanlı) 'Mimarbaşı'sı olarak (talihli nasıl da değisti) dünyadan göçtü.
Sinan bir 'devşirme' kafilesiyle Kayseri'den İstanbul'a getirildi. Atmeydanı'ndakı (Sultan Ahmet Meydanı) İbrahim Paşa Saray'nda bulunan,Acemioğlan Mektebi'ne verildi.
Burada Sinan dülgerlik ve yapıcılık öğrendi. Cok zeki, cok meraklı ve dikkatlıydi. Sürekli okuyor, çalışıyor, kendini geliştiriyordu.Kısa süre içinde öğretmenlerinin dikkatini çekmiş,özel ilgi görmeye başlamıştı.
Çabalarıyla, Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Seferi'ne
katılmayı hak etti. Ordunun uğradığı Sivas, Erzurum, Amasya ve Tebriz gibi şehirlerde bulunan mimari eserleri
inceleme fırsatı buldu.
Talihi Bağdat Seferi'nde açıldı... Van Gölü'nden asker geçirmek için, Veziriazam Lütfi Paşa'nın ihtiyacı olan kayıkları yapıverınce, çok takdir gördü. Bu çabası onu padışahla
(Kanuni) tanıştırdı. Bir süre sonra Sinan kahraman ordu ile birlikte Boğdan yolundaydı. Prut Nehri geçilmeyınçe iş yine Sinan'a düştü. Nehir üzerine 13 gün içide mükemmel bir Köprü yapmayı başardı.1529 yılında Başmimar Acem İsa ölünce, Sadrazam Lütfi Paşa'nın teklifi üzerine Mimar Sinan, Mimarbaşılığa getirildi. Ölünceye kadar da bu görevde kaldı.
Yavuz Sultan Selim devrini gördüğü gibi, Kanuni Sultan Süleyman,Sultan 2.Selim ve Sultan 3.Murad devirlerinde hizmet etti. Altı yüzden fazla Mimari eser inşa etti.
Çeşitli kaynaklara göre, Sinan, aralarında Selimiye ve Süleymaniye gibi dünyanın en muhteşem abideleri kabul edilen eserlerinin de bulunduğu 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, 7 okul ve darülkurra,22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa su yolu kemeri, 8 köprü, 20 kervansaray, 35 köşk ve saray, 6 ambar ve nahzen, 48 hamam olmak üzere,sayılmayanlarla birlikte, 350'yi aşkın eser inşa etti.
Büyük şöhretine ve maharetine rağmen, öldüğünde hiç parası yoktu. Çünkü bütün parasını hayra harcamıştı.
Sinan'ın mühendislik dahası su yollarıyla köprülerde ortaya çıkar. Bunlarda zamanını aşan mühendislik bilgilerini uygulamıştır. Toplam uzunluğu 635,5 metreyi bulan Büyükçekmece Köprüsü ile, 'sağlam ve güzel bir eser' olduğu için övmüş, ama kendisi hiç övünmemiştir. İçinde yaşadığı toplumun aynası gibidir, son derece mazbut yaşamıştır.
Ne var ki 350'yi aşkın mutena eseriyle,'bizden biri' olarak yaşamasının kimliğini yeterince açıklamadığını düşünenler, Cumhuriyetin ilk yıllarında düşülen 'Türkçülük hareketi'nin etkisiyle 'Mimar Sinan Türk müdür, değil midir? 'tartışması açıldı.'Türk kafatası' taşıyıp taşımadığını anlamak için Ankara Dil Coğrafya Fakültesine gönderdiler. Sonunda 'bizden biri' olduğu anlaşıldı, ama maalesef kafatası tekrar mezarına konmadı

O gün bügündür. Muhteşem Süleyman'ın muhteşem mimarı, Süleymaniye'deki türbesinde salt beden olarak ebediyeti uyuyor.

(yavuz bahadıroğlu-biz osmanlıyız-saife111)

RESİM SEÇ