' GENÇ OSMANLI ' Kar ... Mesaj Detayi Antoloj ...

Gönderen: Hanife Üstündağ
Tarih: 01.10.2007 03:16
Konu: ŞEHİR VE ÖLÜM....

Şehri düşündüm dün gece,
bundan 8 saat önce.
nereden geldik? neden geldik?
sonra ne olacak? nasıl olacak? ne zaman olacak?

nedenleri,niçinleri çok olan soruların,
belki de hiç düşünülmediği yerlerdir.ŞEHİRLER
Öyle ya...! Kalabalıklar arasında oradan oraya savrulup dururuz.
Bir koşuşturma,bir telaştır gider.Şehirde yaşanan hayatlar.

İçimde kopan fırtınaların dışarıya yansımamasına özen göstererek izledim.
Şehri ve içindekileri.
Bir çocuk ağlıyordu,
Anne bunalmış kan-ter içinde
Baba telaşlı ve sinirli
Belliki hala ya da teyze; bir şeker ile susturmaya çalışıyordu çocuğu,
Bisikletli ve kaykaylı başka çocuklar,gruplar halinde geçiyordu önümden
Yaşlı amcalar; parklarda güneşleniyorlar,havadan sudan vakit geçiriyorlardı.
Birkaç üniversiteli genç; ellerinde kitaplar,şarkılar söylüyor umursamaz görünüyorlardı.
İyi giyimli genç bir kız salınarak yürüyor,güzelliğini sergiliyor ve bu sergiyi
Birkaç delikanlı takip etmeye çalışıyorlardı.

Kimileri erken gelmiş,kimileri kızgın.Saat çoktan geçmişti.
Dolmuş durağında insanlar,itiş kakış.Geç gelen dolmuşa kızgın.
Karşıda taksici amcalar; belliki işler kesat insanlara küskün.
Anlaşmışlar sanki her durakta bir simitçi bir piyangocu.
Biriboş midelere hitap ediyor diğeri boş hayallere.
Esnaf koyu bir sohbete dalmış,çaycının sesi bölüyor muhabbeti.
Dertli çekilen sigaranın dumanı,yaklaşan ödemelere üfleniyor karamsarca.
Kalabalık basstımı şehrin orta yerine
insanlar şuursuzca koştururlar oradan oraya.
Kızgınlar,kahkaha atanlar.
Soluk ve mutsuz bakışların yorgun adımlarıdır ortada kaynaşan.
Akşam olmadan yapılmalıdır yapılması gereken
Yarın çok geçtir artık bu gün için.
kimisi kapılır gider umut tacirlerinin peşinden
Kimisi gerçekcidir.Gerçekleri hiç bilmeden
Her kafadan bir ses yükselir derken
Arabeks kokteyli egzos sesidir kulakları delip geçen.
Her yerde bir telaştır almış başını gidiyor.
Kış geliyor...okullar açılıyor...aybaşı gelmiyor...taksit zamanı...
Kontür bitti...ayakkabım eskidi...
Nedensiz niçinsiz amaçsız kalabalıklar akıp gitti.gün boyu önümden.

Hep düşündürmüştür şehir beni.
kalabalıklar içinde yanlızlığımı görmüş ama
sahipsiz olmadığımı bilerek,
neden mi niçin mi nasıl mı?
sahibimin bana gösterdiği gibi sorgulamışımdır
akıntıya kapılan yaprak gibi değil
akıntıyı yaran balık gibi yoluma
bana vadedilen hedefime,
zamanında ve hazırlıklı olarak varabilmenin hesabını yaparak
bana yol gösteren sahibimin verdiği randevu saatine hazırlanmaya çalışmışımdır.

Dedim ya şehri düşündüm dün gece
bundan 8 saat önce
şehre bakarken bir başkası da bana bakıyordu sanki.
işte bu benim diyordu.bana kendini hatırlatıyordu.
bir gerçekle tanışıyordum.
hepimizin çok iyi bildiği bir gerçekle.
her an beklediğimiz ve sanki bize hiç uğramayacak sandığımız ÖLÜM
ve hep duyduğumuz ama inanamadığımız YENİDEN DİRİLİŞ
ben şehre,ölüm bana bakıyordu.
güneş şehre doğarken ben yeniden doğuyordum.

Ağır ağır gün ışığı şehrin üzerinden çekiliyrdu,
milyonlarca insan,karanlıkla beraber,çaresiz beton yığınlarına geri dönüyordu.
artık gündüzün o gürültüsü, telaşı
çocuk çığlıkları, ekmek derdi,gelecek hayalleri,umursamaz tavırlar,ödeme sıkıntısı,
yerini birkaç kurbağa ve cırcır böceğine bırakmıştı
şehir ölüyordu.
o koca güneşi kapatacak olan! kapatmış.
yerine büyük bir karanlık koyuvermişti.
Kendimi düşündüm bir an.
KENDİ ÖLÜMÜMÜ.
Bir gün gelecek tıpkı bu şehir gibi,
koşuşturduğum şu anlamsız hayat sona erecekti
benimde üzerimdeki güneş,bir gün bana özel batacaktı.
bir ömür boyu koşturmaca çalışmaca,
nice kahkaha ve hüzünle birlikte
benimde ışığım sönecekti.
benimde gündüzümden sonra gecemi cırcır böcekleri kaplayacak
bir düşünürün dediği gibi
beyaz bir kefende dürüm olup
böcekler sofrasına yem olacaktım
şehir gibi bende karanlıklara bölünecek hiç konuşmadan sabahı bekleyecektim.
konuşanlar şehir geceleri gibi böcekler olacak
şehir uyuyacak ben uyuyacaktım.

Gündüzün karmaşasını karanlık
Benim sorularımı toprak paklayacaktı

dedim ya düşündüm kendimi bir an.
kendi ölümümü
tıpkı bu şehir gibi
tüm sorunlardan ve tüm beklentilerden sıyrılacak
ve benim içinde karanlık çökecekti.
şehrin insanları gibi bende çaresiz
karanlıklar içinde sabahın olmasını
güneşin doğmasını bekleyecek
bir önceki günün hesabını bugün vermek için uyanacaktım
evet şehire yeni bir güneş doğacaktı
şehir karanlıklardan sıyrılaca ve koşturmaca başlayacak.

her kez bir yere dağılacak
çocuklar ağlayacak
anneler yorgun
babalar kızgın
dayılar alışverişte olacak
Gençler yine umursamaz
kızlar yine havalı
delikanlılar yine sanat sever olacak
yaşlılar bir gün daha yaşlı
esnaf biraz daha mutsuz olacaklardı.
Şehrin üzerine yeni bir gün doğacak
ve herşey yeniden başlayacaktı
şehir karanlıkla ölüyor ve yeni doğan güneşle diriliyordu
Kendimi düşündüm yine
KENDİ DİRİLİŞİMİ.
Ne varki şehre doğen güneş bana doğmayacaktı.
BENİM UYANIŞIMDA GÖKLER BAŞKA BİR GÖK,YERLER BAŞKA BİR YER OLUVERMİŞTİ.

Şehir dünün hesabını bu gün verecekti
eksik kalmış işler bugün tamamlanacak
umutlar bugün yaşanacak ve gerçek olacak
korkular sona erecek ya da
büyük bir çıkmaza bürünecekti
Şehir dünün hesabını verecekti!
Şehir dünün hesabını veriyordu!
Şehir içindekilerle hesaplaşıyordu! ..

Ve ben üzerime doğen bu yeni güneşle
bu yeni gökler ve başka yerlere
kendi hesabımı tıpkı şehir gibi vermeye hazır mıydım?
dünün işlerini kontrol ettim
sonra bir önceki günün
sonra daha öncesinin...
eksik birşey var mıydı?
dün yapmam gereken
dün yapabilecekken yapmadığım,
ve bugün asla YAPAMAYACAĞIM! ...

DÜN! ...
Bugün için korkularım var mıydı? peki yakaygılarım.
bugüne taşıdığım umutlarım kalmışmıydı
UMUT bugün benim hakkım mıydı?
yüzümü endişe ve korku mu kaplayacak
yoksa neşe ve sevinçle mi uyanacaktım?

dedim ya şehri düşündüm dün gece bundan 8 saat önce
sonra KENDİMİ,...KENDİ KENDİMİ.....

Öyleyse bugün;
şehre karanlık çökmeden
şehir ve BENİM İÇİN IŞIKLAR SÖNMEDEN
YARINA UMUT EKMELİYİM
KORKULARIMLA YÜZLEŞMELİ
O! GECENİN VE GÜNDÜZÜN SAHİBİNE HAZIRLIKLI OLMALIYDIM.

nasıl mı? hesabı hesap gününü sahibinden öğrenerek
hangi sahipten?
gecenin ve gündüzün sahibinden!
yerin ve göğün sahibinden!
benim ve şehrin sahibinden
şimdi ise sahibimi düşünüyorum
yarını mı
yarın üzerime doğan güneşi
VERİLECEK HESABIMI! ...
şehir mi? o, zamanı belirlenmiş bir güne kadar ertelenmiş
yaşamaya ve üzerinde düşünülmeye devam edecek
hergün akşam ölecek
sabah dirilecek
görenlere göz
anlayanlara delil
duyup iştenlere ses olacak.

Sizlerde ya
şehir gibi hergün ölüp!
hergün dirileceksiniz.
ya da
karanlıklarda kaybolup gideceksiniz! .....

SON
ÖLÜM ÖLÜMSÜZLÜKTÜR
YA EBEDİ KAR
YA EBEDİ ZARAR........

RESİM SEÇ