_Enbiyalar Serveri_ Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Müdahher
Alan:   Grup:_Enbiyalar Serveri_
Tarih: 20.08.2009 10:53
Konu: Selamün aleyküm değerli kardeşlerim

BU ZAMANIN HİZMET ERLERİNE BİR MEKTUP.

Ağlarım ağlatamam, hissederim, söyleyemem

Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzârım...

Ruhumun iniltisini duyurabilmek için evvela ruhumda iniltiler olmalı.. ne yazık ki o iniltiler yok.. olsa idi hissederdim.. ve hissetseydim duyururdum.. bu yüzden gelecek olan bu mektub bir kahramanın ruhunun iniltisi.. kendisi dâr-ı bekâya irtihal etse de iniltisi devam ediyor.. Bu sabah namazından sonra o kahramanı ziyarete gittik.. fatihalar okuduk.. Orada bir ağabeyimizin sözlerine kulak kesildim.. Şöyle diyordu: “Zübeyr Ağabey öyle bir irade kahramanı ki, tüm hissiyatını Nur kardeşlerinin mabeynine feda etmiş biri.. bir kardeşiyle muhabbetinde kardeşinin haksızlığını yüzüne vurmamış.. ona hakikati güzel bir şekilde anlatmaya başlamış. Ama kardeşi bir an öfkesine mağlub düşüyor ve Zübeyr Ağabeyin mübarek yüzüne tükürüyor.. Ama irade kahramanı o şahsiyet o tükürüğe karşılık şunu diyor “Oh! ” diyor.. “Benim kardeşimin tükürüğü misk û anberdir”.. evet tüm hissiyatını feda ediyor.. feda etmesi gereken kardeşlerine..”

Kendisini hiç görüyor.. kendi varlığını hiçe sayarak kardeşlerinin varlığı ile varlık buluyor. Böylece mes’ud ve bahtiyar oluyor.. Onu Nur’un bir kahramanı yapan özelliği bu idi..

Ey dostlarım; gelin beraber Merhum Zübeyr Gündüzalp Ağabey’in bu zamanın hizmet erlerine yazdığı mektubu okuyalım.. o mektub ile hemhal olalım.. ve şöyle başlıyor:

Aziz Muhterem Kardeşim…

Madem ki İslam’ın her derdine razı olduğu bildiriyorsun, bu müjdenle bize aşk ve şevk veriyorsun.. O halde iyi dinle:

Vazifen, dikenler arasında güller toplayacaksın.. ayağın çıplaktır, batacak. Elin açıktır, ısıracak. Buna sevineceksin.

Firavunlar kucağında büyüyen çocuk Musa’ları safına alacaksın. Aldığın için dövecekler.. konuştuğun için zindana koyacaklar, sevineceksin.

Çöllere sürülsen kanınla ağaç yetiştireceksin. Kutuplara sürülsen, ısınla sebze yetiştireceksin.. yeşilliği sevmeyenler olacak. Yakacaklar, yıkacaklar.. sen bunu sabırla seyredeceksin.

Karanlık zindanlara salarlarsa; ışık, paslı vicdanları görürsen; ümid, imansız kalblere rastlarsan Nur vereceksin. Sen verdiğin için suç, sen getirdiğin için ceza, sen konuştuğun için mahkûm olacaksın.. ve buna şükredeceksin.

Anadan, yardan, serden ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur’ana sarılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın. Derdini yazmak için derini kâğıt, kanını mürekkeb edeceksin. Kimse ile görüştürmezlerse, Mecnun olup çöllere düşeceksin. Leyla arar gibi Nur arayanları bulacaksın… Bulamazsan üzülmeyeceksin.

Makamlar, servetler verirlerse, nefsini unutacaksın.

Yalan, iftira, çamur fırtınasına tutulursan, hissiyatını terk edeceksin…

Önünde demirden set yaparlarsa, dişinle deleceksin.. dağları toptan oymak gerekirse iğne ile oyacaksın. Unutma! Nerede olursan ol; küfrün ve cehlin ta temelini çürüteceksin. Bir gün Kur’an etrafındaki surların yıkıldığını görürsen; hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin.. Etrafına ilimden, irfandan, faziletten, ahlaktan kaleler dikeceksin. Kaleler, fedai ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın..

Bu mektubu okuyunca, Mesneviyi okuyan Yunus Emre gibi “uzun olmuş” diyeceksin. O’nun gibi ben olsa idim “Ete kemiğe bürünürdüm, Yunus gibi görünürdüm” derdim dediği gibi, sen de ne lüzümu vardı uzun uzun saymağa.. kısaca “Kur’an Talebesi olacaksın” deseydin yeterdi diyeceksin.. haklısın.. zira İslâm yoluna giren; bilir ki, bu yol kıldan ince, kılıçtan keskindir. Her kişinin işi değil, er kişinin yoludur…

Seni bütün ruhu canımla kucaklar, gözlerinden öper, dualarına mukabele eder, Allah rızası dairesinde bulunmak üzere mektubuma son verirken, dalalete düşen din kardeşlerimin, kısa bir zamanda sizin gibi hidayete ermelerini Cenab-ı Vacib-ul Vucud olan Hazret-i Allah’tan niyaz eylerim.. amin
Zübeyr Gündüzalp (rahmetullahi aleyh)

Başka bir yerde Merhum Ağabeyimiz şöyle diyor:

“Denizler donanma, bulutlar ordu yağdırsa, kara çıldırsa bize saldırsa, bizi nurlardan, bizi bizden ayıramayacak, bu hizmet-i imaniye ebede kadar payidar olacaktır inşaallah.. bütün zulüm ve işkencelere rağmen azim ve iradesinden, sebat ve sadakatinden zerre bir şey kaybetmeyen Bediüzzaman, din düşmanlarıyla mücadelesinde bütün ömrü boyunca devam etmiş ve muzaffer olmuştur.

Biz bu beden ve canları ancak ve ancak Allah yolunda cihad için besleyeceğiz. İslâm dini, şehamet ve hasamet ve gayret dinidir. Korkaklık ve meskenet islamiyette kabil-i te’lif değildir.

Gerek şahsi derk ve meselelerimiz, gerekse din düşmanlarının taarruzlarıyla giriftar olduğumuz sıkıntılarımız biz Nur şakirdlerinin canlılık ve cevvaliyetini artırır; mücadele-i diniye yolunda ihlas ve cesaret verir.. metanet ve selabetimizi ziyadeleştirir.”

…Ve bil Ey Nefsim.. cennet ucuz değil ve cehennem dahi lüzumsuz değil…