_Enbiyalar Serveri_ Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Songül Gargar
Alan:   Grup:_Enbiyalar Serveri_
Tarih: 27.03.2009 09:44
Konu: her abdest bir yemindir

Her Abdest Bir Yemindir..

? Yankilaniyormu? Unutmayin kİ; Her Abdest Bir Yemindir Aslinda
Bu Eller Bİr Daha Harama Günaha Uzanmayacak!
Bu Ağız Harama Açılmayacak!
Bu dil Bİr Daha kötüyü Söylemeyecek,İftİra Etmeyecek, Yalan Söylemeyecek,dedİkodu Yapmayacak!
Bu Burun Denİ Arzularin PeŞİnde KoŞmayacak!
Bu Kollar Harama Sarilmayacak!
Bu Gözler Harama Bakmayacak!
Bu Beyin KötüyüPlanlamayacak!
Bu Kulaklar Harami Duymayacak!
Bu Ayaklar Harama Adim Atmayacak!
Söz Verİyorum ALLAHim!
Evet itiraf Edİyorum Bunlari Yaptim,affet!
Temİzle, Arit Benİ, Sen Temİzlemezsen Ben Temİzlenemem!
Bana Yardim Et, Benİ Temİzle, Benİ Arit!
Her Abdest Bu Anlama Gelir Ya Da GelmelİFarkindamiyiz?
Abdestmi Aliyoruz?
Yoksa El Yüzmü Yikiyoruz?
Abdest Ruhumuzda Beynimizde Böyle Algilaniyormu
Eğer Abdest Böyle Alinmişsa Uzakta Değill Hemen Evinizin Önünde, Çok Yakininizda,hatta Evinizin İçindeİstediğinizde Hemen Bulabİleceğiniz Aritici, Temİzleyİcİ, Durulayici Bİr Nehİr Bulursunuz
Böyle Bir Nehirde GÜnde 5 Kez Yikananda kirden, Günahtan Eser Kalirmi?

HER ABDEST BİR DEVRİM OLSUN İÇİMİZDE
HER ABDEST BİR EVRİM OLSUN
HER ABDEST BİR DİRİLİŞ OLSUN
HER ABDEST BİR DiRiLiŞ OLSUN
HER ABDEST YENİ BİR KURULUŞ OLSUN
HER ABDEST YENİ BİR DURUŞ OLSUN
HER ABDEST RABBİN KAPISINA YENİ BİR VURUŞ OLSUN
HER ABDEST NEFSİMİZE BİR SORUŞ OLSUN
GÜNAHLAR SOLSUN
RABBİMİN NİMETİ TAMAM OLSUN
Suya vardığında, aslında ateşi kucaklamaya gidiyorsun. Zira suyun aslı ateştir. Suyun yapıtaşlarından biri yakar, biri yanar.

Yakan ile yananın bir araya geldiği yere elini hiç endişesiz değdiriyorsan, ateşin ortasından sana serinlik lûtfeden Rabbinin takdirine güveniyorsun demektir. Bil ki, ateşi sana serinlik eyleyen, senin için suyu da paklık vesilesi eyliyor. O’na kul olmazsan yeryüzünde hiçbir su aklamaz seni.

ya vardığında, aslında avucuna gökleri sığdırıyorsun. Zira su sana indirilir. Sana indirilen senin erişemeyeceğin yerde demektir. Göklerde bulutlara bindirilen, rüzgârların önü sıra gezdirilen, yağmurlardan damla damla süzülen, ince ince alnına değdirilen lûtufla tanışıyorsun şimdi. Sana hiç erişemeyeceğin yerden nimetler indiren Rabbin, her şeyin gelip geçtiği, her bulduğunun bitip tükendiği, her güzelin bırakıp terk ettiği yerde, sana sonsuzluk çağrısı yapıyor. Eline dokunan su, tenini serinletmekle kalmıyor, sonsuz sevdalar yüklü kalbine teselliler yağdırıyor.

Abdeste hazırlanıyorsun. Gövdeni kutlu bir paklığın gölgesine çekiyorsun. Sanki Leylâ vurgunu bir Mecnun gibi çölde suya kanıyorsun. Şadırvanda su şakırtısı bir vaha serinliği değil mi sana?

Abdeste niyetleniyorsun. Kalbini Sevgililer Sevgilisi’nin [sas] kalbine yanaştırıyorsun. Suların bile yolunda akarak paklandığı Sevgili’nin [sas] yolunda akıyorsun. Resûl’ün [sas] pak niyetine dudağını değdirerek, suyun serinliği ile değil, rahmetle ıslanıyorsun...

========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Onur BİLGE
Alan: (grup üzerinden) gül e
Tarih: 24.03.2009 23:19:00
Konu: [enbiyalar-serve..] A İ L E ve K A D E R... Onur BİLGE...
----------
A İ L E ve K A D E R

Onur BİLGE

Bize dışarıdan kimse bir şey yapamaz, günaha da sokmaz. Ya tanışmaz, hayatıma sokmayız, ya da çıkarır, kurtuluruz. Fakat eşlerimizi ve evlatlarımızı atamayız da satamayız da... Onlar sınav sorularımızdır.

“Eşleriniz ve evlatlarınız, sizin için fitnedir.” Ayet.

Eşin veya evladın zulmüne izin veren de Allah’tır. İyiliği yarattığı gibi kötülüğü, meleği yarattığı gibi şeytanı da yaratmıştır. Bu gezegende herkes senaryo icabı görevini yapacaktır.

Güzergâh bellidir. Plan yapılmıştır. İnsanlar beden atına binmiş, hayat caddesinde yol almaktadır. Her yol ayırımında, herkes için seçenekler vardır; ya sağa sapacak, ya sola sapacak, ya da dosdoğru gitmeye devam edecektir. Geri dönüş yasaktır.

Aldatıcı çekimlerine aldanarak, ara sokaklara saparsa; sıkılacak, daralacak, zorluklarla savaşacak, azap çekecek, iki cihanda da kahrolacaktır. Yol yakınken, vakit varken, ana yola çıkmaya çalışırsa, İlahi yardım gelecek, işi kolaylaştıracaktır.

“Zehri altın kadehte sunarlar.” O dar ve çetrefilli labirent benzeri sokakların başları; iki tarafı yemyeşil ağaçlarla, kuşlarla, çiçeklerle, davet eden kişilerle süslüdür. Çok geçmeden manzara değişmeye, çorak tarlalar, bataklıklar, yılanlar, çıyanlar, akrepler, böcekler, zebaniler görünmeye başlar. Her türlü tehlike ve güçlüklerle dolu olup, hepsi de cehennem azabına çıkar.

Sadece Sırat-ı Müstakim, yani hayata başladığımız ana cadde, geniş ve emin olan doğru yoldur ki orada seyretmek de son derece rahat ve huzurlu bir cennet hayatı gibidir, sonunda da cennet vardır.

Bir süre yalnız devam ettikten sonra aile arabasına bineriz, önce eşimizi, daha sonra da birer bire...
................