_Enbiyalar Serveri_ Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Emirhan Aloğlu
Alan:   Grup:_Enbiyalar Serveri_
Tarih: 28.02.2009 13:32
Konu: ÖZLEMİMLE BARIŞIĞIM...

Fırtınadan önce başlayan sessizlik yüreklere selam vererek ilerlerken, sanki kızıllığa davet eder gibi.
Kızıl ateşin rengi, kızıl aşkın rengi, kızıl özlemin rengi...
Özlemle vurulan yüreklerden akan kanın rengi kızıl...

Aşk ateşinin fısıltılarını duyan yüreklerin fısıl-tıları hep özlemleriyle barışık olan âşıkların yü-reklerini kızıl renge boyuyor.
Yürekler özlemle-riyle büyüyor. Yürekler büyüdükçe de özlemleri artıyor.

En çok büyüyen yürek en çok özlemi çe-ken yürektir. Hani Rabbimiz buyuruyor ya 'Ben hiçbir yere sığmam, sadece mümin kulumun kalbine sığarım.' Özlemimiz yüreğimizle büyür-se, misafiri de büyük olacaktır.

Özlem yağıyor yüreğime....

Kardeşlerini özleyen sevgilinin özlemi, asır-lar öncesinden yola çıkarak şimdilerde selam-lıyor özlem çeken yüreklerimizi.
Bu özlemin to-humu elest meclisinde atıldı sevdayla.
Belki ha-tırlamayız kalbimize atıldığı zamanı ama biliriz yüreklerimizin özlemle yoğrulduğunu.

Biliriz öz-lemsiz bir yaşantımızın olmayacağını, olamaya-cağını. Biliriz özlemin hayatımıza nasıl anlam kattığını.

Özlem yüzünden çekilen acılara hiç kızmayız, kızamayız ya da kızmamalıyız. Bazen bilinmezlerin sardığı içsel dünyamızda, özlemi-mize yolculuk yaparken boğazımıza düğümle-nen gözyaşlarımızı sırf özlediğimiz belli olmasın diye yutmak zorunda kalırız.

Acaba asırlar ön-cesinde yola çıkan özlemin sahibi Peygamber Efendimizin de (s.a.v.) boğazına acı veren kaç tane düğüm atılmıştır ki?

Özlem yağıyor yüreğime...

Özlemlerim bazen acı olup yüreğimi yakıyor.
Ardından sevinç olup yüreğimin her hücresine huzur veriyor.
Büyük mutluluklar yaşamak için, büyük acılar çekmek gerekmez mi?
Özlemlerle yaşamaya alışan yüreğim her seferinde çabuk son bulması için yalvarırken yüce Yaradan'a.

Yaradan benim iyiliğim için geciktirirken özlem-lerime ulaşmayı, ben her seferinde isyanın eşi-ğinden dönerken ne kadar basit acılara katlana-madığımı fark ederim özlemlerime ulaştığımda.

Özlemlerim her seferinde terk ederken beni, yer-lerini mutlaka ama mutlaka sevinçlere bırakır.
Bilirim Yaradan'ımın benim iyiliğim için özlem-lerimi artırdığını. Bilirim Yaradan'ımın benim iyiliğim için özlemlerime ulaşmamı geciktirdi-ğini.

Özlem yağıyor yüreğime....

Gecenin bittiğini, tüm haşmetiyle ortaya çı-kıp yakan ve kavuran aynı zamanda da ısıtan güneş haber verir bizlere.
Güneş doğmadan ön-ce gece, daha bir siyah daha bir karanlıktır.

Ge-cenin en karanlık vakti sabaha karşı olan vakti-dir ne de olsa. Güneş, doğumuyla her yeri ay-dınlatıp ısıtırken yeryüzünde yaşayan canlılara müjdelerde getirir.

Yüreklerimize güneşin doğ-masına yakın daha bir acı verir özlemlerimiz.
Tam her şey bitti derken, ümitlerimizin boğazı özlemlerimiz tarafından sıkılırken yani ümitlerimiz can çekişirken ansızın doğar güneş yüreklerimize, hayatımıza.

Ve beklediğimiz se-vinçtir, huzurdur, o an güneş. Ümitlerimizi tekrar yeşerten güneş, daha bir tatlıdır o zaman.

Ve biz ümitlerimize can çekiştirmeden özlem-lerimize ulaşmayı bilmeliyiz. Her özlem bizim bir imtihanımızdır.

Ve biz bu imtihanları ümitlerimiz varken, başarıyla verebiliriz ancak.

Özlemleri-mize huzur içinde ulaşabilmek, ancak ümidimiz yaşarken mümkün olacaktır...

Seyit Ayvaz