Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Hafızanın tecrübe île adeta ihtisas peyda ettiği görülmektedir. Hafıza, zekanın en büyük sermayesidir.
• Tatbik edilmeyen tecrübeler, malumat yığınından başka bir şey değildir.
• İntiba ne kadar şiddetli dursa, hafıza o kadar kuvvetli olur. Mesela heyecanla öğrendiklerimizi unutamayız.
• Hıfz, dikkat ve alakanın gücü derecesinde kuvvetli olur. Bir şeyi ne kadar dikkatle ve alakayla telakki ödersek, bellememiz ihtimali o kadar çok olur. Çok defa kolayca öğrenilen şeyler çabuk unutulur.
• Sarf edilen gayret, fikirde bir çok bağların vücuda gelmesine sebep olur.
• Hafızada fasılalı tekrar, fasılasız tekrardan daha faydalıdır. Çünkü zihin, fasılalar esnasında şuursuz bir surette o mevzu hakkında faaliyette bulunur.
• İyi bir hafızanın bazı vasıfları:
] Kolaylık ve çabukluk, yani az zamanda ve fazla zahmet çekmeksizin bir mevzuu anlama kabiliyeti.
] Sağlamlık; yani uzun zaman değişmemesi.
] Kavrayış, yanı hafızanın mümkün' olduğu kadar fazla şeyleri muhafaza etme kabiliyeti.
• Ezberleme ya aynen ya mealen olur. Aynen ezberlemeyi itiyad etmemeli. Bir şeyin hülasasını bellemek itiyadını kazanmalıdır.
• Zihnen çalışan insanlar yalnız arzu ettikleri şeyleri hatırda tutmaya muvaffak olurlar.
• Biz dikkatimize büyük mikyasta hakim olabiliriz - mevzuumuzu tekrarlamak suretiyle.
• İdrak ne kadar gayretle yapılmış ise, hıfz etme o nispette kuvvetli olur. Sarf edilen gayret, fikirler arasında bağların meydana gelmesine sebep olur. İdrak zamanı ne kadar uzarsa, bellemek ihtilmali o kadar ziyadedir.
• İntiba ne kadar tekerrür ederse, hafıza o nispette emniyetli olur. Birkaç defa görülen veya okunan eser, diğerlerinden daha ziyade hatırlanır, intiba ne kadar vazıh ve berrak olursa, onu bellemek ve unutmamak imkanı o derece artar. -Açık yazılmış makale, vazıh söylenen konferans gibi.-
• Bir intiba, hasselerimizden ne kadar fazlasını alakadar ederse, hafıza o nispette emniyetli olur. Bir defa yazmak, birkaç defa okumaya muadildir.
• Bir intiba, ne kadar fazla tedaî uyandırırsa, o nispette iyi hıfz ve hatırlama olur. Telâhuk-u efkar (fikirlerin birleşmesi) neticesinde zihin inkişaf eder.
• Mahfuzatımız (ezberimizdekiler) zihnimizin sermayesidir. Hafızasında sermaye olmayan bir zeka, faydalı bir halde işleyemez.
• Anlayarak ve dimağen hazmederek ezberlemeli.
• Aynen ezber, lisanda terakki ve inkişaf için faydalıdır.
• Mealen ezber muhakeme kabiliyetim inkişaf ettirir.
• Hafıza fikirlerin tedaîsine tabidir. Muhtelif hadiseler ne kadar muhtelif suret ve tarzlarda düşünülürse, o nispette kolay hıfz olunurlar
• Hafıza alakaya tabidir. Hafızaya hakim olan, alakadır.
• Bir şeyi ezberledikten sonra vakit vakit tekrarlar yapmak zarureti vardır.
• Evvelce idrak edilmiş olan şeylerin zihinde teşekkülü temsilî muhayyiledir. Hatıraları maziden şimdiye getirir.
• Vücuda getirici muhayyile, zihnin evvelce idrak ettiği şekillerden tamamen ayrı olarak yeni terkipler husule getirmek hususundaki kabiliyetidir. Vücuda getirici muhayyilenin amil ve sebepleri şunlardır:
] Fikrî amiller. ] Hîssî amiller ] Gayr-î şuurî amiller.
• İnsan sahip olduğu bilgiler arasında ne kadar fazla tahlil ve terkip ameliyesi yapmışsa, muhayyilesinin vücuda getirici kabiliyeti o derece artar.
• Zihinde hayaller ne kadar kuvvetli ve çok olursa muhayyile unsurları o kadar bol ve sağlam demektir. Bunun için, bellenen şeylerin Kur'anî hakikatlar gibi açık ve sağlam olması, hem hafıza, hem muhayyile için çok faydalıdır.
Zübeyir GÜNDÜZALP