Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
İnsan biraz endişeli yaşamalı hayatı...
Akıbet endişesi hep olmalı…
Bu endişe insanın psikolojisini bozacak sığlıkta değil, insanın varoluş gayesinde onu dikkate çağıracak mahiyette olmalı…
Bunun için de elbette bir vazgeçilmezler listemiz olmalı…
Hepimizin hayatında vazgeçilmezler vardır;
İnsanlar, mekanlar, olaylar, hatıralar, eşyalar, sesler…
Ve bir de kelimeler.
İçimizin sesi olan ve önce bize tesir eden kelimeler.
Nedir sizin favori ve vazgeçilmez kelimeleriniz, hiç düşündünüz mü?
Sizi en çok ifade eden kelimeleri…
Sığındığınız, kaçtığınız ve onunla arındığınız kelimeleri...
Düşünün kendimizi hangi kelimelere emanet ya da teslim ediyoruz…
İnsan kelimelerle kaçar. Kaçtığı yer de yine başka kelimelerdir. Kelimelerle başlayan ve giderek kendine yol bulan bu seyahat ikliminde insan başını alıp diyar diyar, duygu duygu, düşünce düşünce dolaşmaya başlar, “yolcu” kimliğine büründükten sonra bedenini alıp götürmek ne kadar da kolaydır.
Hiçbir beden kelimelerin gücüne dayanamaz, direnemez ve -macera da olsa gidilen yer- gönüllü olarak kabul eder onların rehberliğini…
Kelimeler mızrak gibidir, kılıç gibidir keser, delip geçer insanın ruhunu…
Kelimeler ateş gibidir, su gibidir, hava gibidir, toprak gibidir, onlar olmazsa anlatılacak bir hayatımız da olmaz, kelimeler beslerler varlığımızı.
Bazen insan kelimelerden, bazen de kelimeler insandan kopsa da aramızda bir ilişki hep vardır.
Biz derinleştikçe kelimelerimizde derinleşir, biz basitleştikçe kelimelerimiz de anlam kaybeder, sığlaşırlar.
Herbirimizin dünyasında “yaşatan kelimeler” ve “yaşattığımız kelimeler” vardır…
Düşünmemiz gereken bir soru daha; Hayata hangi kelimelerle başlıyoruz, zaman üzerimizden geçtikçe biz hangi kelimelerden kopuyoruz ve yeni hangi kelimelere tutunuyoruz…
Hangi kelimelerini tesiri altındayız, ve hangi kelimeleri susturduk, hangi kelimeleri yaşatıyoruz… Kelimelerin gösterdiği “gerçek” bizim…
Çocuklukta, gençlikte, olgunlukta, yaşlılıkta…
Kelimelerimiz ne kadar değişiyor ya da ne kadar içleri dolduruluyor…
Eski ve yeni kelimelerimiz…
Eskide kalan ve önümüzde giden kelimelerimiz…
Bize ruh katan ya da bizim yoldan çıkarttığımız kelimelerimiz…
Bir anlamda kelimelerin seyridir bizim yolculuğumuz.
Her kelime bir çağrıdır.
Her kelime bir uyarıcıdır, ikazdır.
Sadece yazarlar, şairler ve filozoflar için değil, her insan için önemlidir kelimeler.
Hepimizin vazgeçilmez bildiği, özel anlamlar ve özel anılar yüklediği kelimeleri vardır.
O kelimeleri bilmek o insanın sırlarına vakıf olmaktan farksızdır.
Kelimeler sahibinin kişilik ve karakter bilgisini de verir okuyabilene.
İnsan kelimelerle düşünür, kelimelerle ifade eder kendini.
Her kelimenin dillendirilmesi, sese dönüşmesi gerekmez, akılda durması, vicdana değmesi esastır.
Kelimelerin suskunlukla konuşması, sükutun çığlıkları olması daha tesirlidir iç dünyamızda.
Biz kelimelerle önce kendimizle konuşuruz, sonra kendimizi başkalarına açarız.
Kelimelerin öncelikli hedefi; akıl ve vicdandır, sonra gözdür ve ötekidir...
Kelimeler “anlama” misyonunu taşırlar.
İç içe geçmiş, katman katman olmuş kelimelerimiz de vardır.
Sahi siz en çok hangi kelimeleri kullanırsınız!
Hiç aklıma gelmemişti kelimeleri sıralamak,
Kelimelerin bana nasıl bir “ben” vereceğini bilmesem de sıralayacağım o favori kelimeler listemi;
İnsan, sevgi, gönül, iyilik, güven, kalp, vicdan, insaf, tevazu, mesuliyet, emanet, söz, mefkure, ideal, mücadele, acı, nasip, hırs, filozof, aciz, hayat, ölüm, bilgi, yalnızlık, vefa, yenilmişlik, adanmışlık, his, şuur, nimet, şükür, ayrıntı, hata, af, merhamet, sancı, ızdırap, dert, huzur, ikram, sükut, utanmak, isyan, soru, gezgin, masum, düşünmek, anlamak, akıbet, gerçek, hikmet, berrak, sahicilik, samimiyet, sır, beklemek, hiç, yol, dua, aşk ve Allah…
Seçilenlerden bir seçki daha;
Mefkure, yol, iyilik ve Allah.
Vakitlice söylenmiş her birisi kurulmuş bir yoldur.
Hepsi de içimizden geçer.
Kelimelerle insandan insana yol vardır.
Kelimelerle insandan mekana yol vardır,
Kelimelerle insandan zamana yol vardır.
Alemde seyahat ederiz kelimelerle...
Kelimeler her zaman dürüst değildir dense de dürüst olmayan sadece biziz.
Bizde kalan ve bizden düşen kelimeler…
Kelimelerin bizdeki serüveni bizim de insanlık maceramızı, oluş ve kırılış hallerimizi ele veriyor.
Ortaya çıkan, bize ait bir fikir ve ruh röntgenidir.
İnsan bazı kelimeleri dıştan bilir, bazı kelimelerin içine nüfuz eder.
Ben kelimelerimi seviyorum…
Hepsinin bende yaşanmışlık olarak karşılığı var, içimde duruyorlar, beni inşa ediyorlar…
Ve ben kelimelerin içinde yaşadım.
40 yıllık dost gibiyiz, yabancılık yok, aşinalık var aramızda.
Anlamını ve tadını bilmediğim kelime de yok listemdekilerde.
Çok şükür ki çok az sayıda iyi kelimeye vefasızlık göstermişim…
Biz fikrimizi, duygularımızı, gözlerimizi ve gönlümüzü kelimelere havale ederiz.
Bizi anlayan ve anlatan kelimeleri bulduğumuzda bütün varlığımızla huzur buluruz.
Kelimelerin de bizden memnun olmasını isteriz.
Yani kelimelerin hakkını vermek isteriz…
Büyük düşünürlerin, sesi farklı çağlarda yankılanan gönül adamlarının kelimelerini, kelimelerle ilişkisini de hep merak ederim…
Onların koruduğu kelimeleri ve onları koruyan kelimeleri de…
“Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelimeyle dört kelam öğrendim” der Bediüzzaman: mânâ-yı harfî, mânâ-yı ismî, niyet, nazar.
“Büyük kelimeler” sessiz kelimelerdir.
Her hali karşılayan kelime vardır, ama çoğunu biz bilmeyiz, arif olan bilir.
Artık iyice inandım ki insan hem bakış açısının hem de baktığı yerin tesiri altındadır ve ikisinde de kelimeler vardır.
Kelimeler aynı zamanda birer seyahat vasıtasıdırlar.
İnsanı büyük göçe hazırlarlar.
Biz kelimelerle kalır ve kelimelerle gideriz.
Güzeldir, derin anlamlar taşır, büyük tecrübelerden süzülerek geldiği bellidir; “insana en çok dokunan ses insanın kendi sesidir” sözü.
Büyün yolculuklarımızın hedefi “kendi sesimizin kelimelerini” bulmaktır.
Kelimeler zannedildiği gibi bir hayal dünyası kurup insanı aldatmazlar, tamamıyla gerçektir kelimelerin dünyası.
Seni alır, gitmediğin ve gidemeyeceğin yerlere götürürler.
Zaman ve mekan üstü bir boyuta ulaşırsın.
Gövden yerinde sabit dursa da ruhun, fikrin uçar, duyguların seyahat eder, yeni hallerle tanışır, coşar, hayretten hayrete girersin.
Alemlerde dolaşır, nice sırlara ulaşırsın…
Kelimeler bizi taşırlar…
Kelimeler alemi de bize taşırlar…
İnsan kemale doğru gittikçe kelimeler yerini hayata bırakırlar…
MEHMET GÜNDEM