_Enbiyalar Serveri_ Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Emirhan Aloğlu
Alan:   Grup:_Enbiyalar Serveri_
Tarih: 14.01.2009 20:33
Konu: FİLİSTİNLİ OLUYORUM O DAKİKALARDA...

Gazze; çığlığın içimize ok yağdırdığı,

Canımızdan canımızın deşildiği kan sahrası.

Bir ceriha ki, sızısı dinecek değil.

Bir acı ki, öyle geçecek değil!

Uğulduyor akan beynimin zonklayan acıları. Karanlığın koca yüzleri hırçın sabahları kana buluyor. Hayatı çiğniyorlar, ağızları yapış yapış. Burkulan geçmişim kalbimi yarıp ağırlıyor.

Bu can ki; çapalanan dedelerimin kokan toprağıdır. Alnımda geceleri uyandıran çizgilerin fırçası var, siyaha çalan. Aksa'dan toplanan yıldızları biriktiriyorum. Karardığında gök, salıyorum o yıldızları çocukların üzerine. Âzâlarım parçalanıyor ve kangren diye kesiyorlar bakışlarımı caddelerde. Yağan bombalar hatırımı ölümle soruyor.

Göçüm var doğdum doğalı bu peygamber çölüne. Sözün sustuğunu görmüşsünüzdür mutlak. Sizin oralara kar da yağar belki. Kırmızı yağınca mı anacaksınız beni? Bana kalırsa bütün dünya korkak. Ensemden çekiniz sahtekâr gözlerinizi. Ağlamayı bilecek kadar sevmemişsiniz. Nice soğukları ısıtacak ateş var burada. Mühürlü kalplere ulaşmaz bilesiniz.

Gittikçe çekiliyor ömür iplerimiz. Mahşere uzanan halatlarımızla, ötelerin yazılan kristal dokümanlarını kurşundan yüklendik.

Bilendik biz, gözümüzün karasında silinmez adımız: Filistinli.

Büyüyün efendim siz, sarılın yorganlarınıza. İnanmışlar güzergâhında yolumuzu kesmeye yeminlenmiş harâmîler. Bizim umudumuzu yiyorlar günde binlerce kez. Ağıdımız bulutları yağmurla dolduruyor. Okulumuz, hastanemiz, ocağımız, evimiz… Hepsine göz koyan canlı cesetler, diri ruhumuzu çekemiyor.

Bir avucuz hâlbuki, iştahları kabarıyor. Kanlarımıza bandırarak ekmeklerini, yiyorlar düşlerimizi. Âfiyetsiz ve nefessiz vicdanlarına cehennem üflüyorlar. Kendilerini yakıyorlar, odundan ve kömürden bedenlerini. Hesabımız görülecek and olsun! Sorulacak bir bir her merminin yol izi.

Zulmün resimleri çekiliyor, albüm yapmak için mi? Boğazlanan, doğranan vücudumuz, boğaz yollarınızı tıkaması gerekmez mi? Kokusu gelmiyor mu oralara kanlı toprağımızın? Canlı gömülüyoruz, tavşan kanı çay içerken siz. Akşam haberlerden sonra, reklâm aralarında ölüyoruz topluca. Bombalarca başlıyor yeni dizimiz.

Dünya da ölecek, zâlim de. Bütün dağlar dümdüz olacak. Kanımız, yerde kalmayıp arşa taşınacak. Her damlasına diyet ödeyecek birileri. Her canla borçlanacak. ÖZgürlüğümüz geri alınacak. Dualarımızla evreni kuşatıyoruz. Ruhsuz dünyanın haberi olsun!

Uğulduyor akan beynimin zonklayan acıları.

Kıyâmetler kopuyor gözyaşlarımda.

Ne zaman örtsem üzerini Filistinli bir çocuğun

Kalbimin masum-u şühedâ kabristanında

Göğe çıkan ışık, yerin ateşini söylüyor.

Uğulduyor akan beynimin zonklayan acıları

Filistinli oluyorum o dakikada...

Fâtma Zehra Merinos