_Enbiyalar Serveri_ Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Emirhan Aloğlu
Alan:   Grup:_Enbiyalar Serveri_
Tarih: 10.12.2008 06:52
Konu: KuR'aN-ı MeHCuR...

'Kur'an-ı mehcur'

terk edilmiş,
hicret edilmiş,
bir kenara atılmış,
bırakılmış,
uzaklaşılmış Kur'an demek...

Kur'an, peygamberin kıyamet günü Allah'a şöyle şikayette bulunacağını söyler:

'Peygamber diyecek ki: 'Ey Rabbim! Benim halkım bu Kur'an'ı terketti.' (Furkan; 25/30)

Peygamber Rabbine hangi halkı şikayet edecek dersiniz?

Kim bu Kur'an'ı bir kenara atan halk?


Elinize aldığınız herhangi bir mushafın üzerinde 'Kur'an-ı Azim' veya 'Kur'an-ı Kerim' yazar...

Büyük, şanlı, asil Kur'an;

içinde insanlığın şerefi ve itibarı olan,

kemikleşmiş değer ve ilkeleri bulunan,

onları ısrarla vurgulayan,

insanlığa sürekli bunları hatırlatan (zikr) ,

temel değerlerinin (hablun min'ennâs) savunucusu,

vicdanının sesi (basâiru li'nnâs) olan Kur'an demek...

Ne asil bir isim!

**********

Demek artık şöyle okuyacağız:
Kur'an-ı mehcur...

'Geçip giden varsa İslam'ın şu çiğnenmiş diyarından',
viran olmuş yurtların,
metruk binaların,
ot basmış evlerin örümcek bağlamış duvarlarında asılı duran,
artık bir manası kalmamış,
bunun için de dönüp bakmaya gerek olmayan,
terkedilmiş,
bir kenara atılmış,
kendi haline bırakılmış Kur'an demek...

Ne hazin bir isim!

**********

Kendinizi bir yoklayın...
En son ne zaman Kur'an'ı okudunuz demiyorum,
ne zaman dediğini anlamaya çalıştınız?
Yani Kur'an'ı en son ne zaman terk ettiniz?

Biliyorum birçoğumuz için trajik bir soru.
Kur'an'ı terk etmek...
Ondan umudunu kesmek...
Gerek duymamak...
Heyecan duymamak...
Okuduğu halde terk etmek...
Yazdığı halde terk etmek...
Konuştuğu halde terk etmek...
Saygı duyduğu halde terk etmek...

Peki, Kur'an nasıl terk edilir?

**********

Kimimiz Kur'an'ı 'okuyarak' terk ederiz.
Gece gündüz hatim indiririz.
Bir ölünün toprağına okuyup geçeriz.
Şifa niyetine okur,
fal bakar,
sağa sola üfürür,
şifre arar,
güllü yasin hatmeder,
teberrüken tilavet ederiz.
Hafızlık yarışmalarında birincilikler alırız.
Davudi seslerimizle salonları inletirirz.
Ne dendiğine hiç bakmayız çünkü önemli değilidir.
Önemli olan lahuti bir sesin içimizi huzurla doldurmasıdır.

İşte bu Kur'an'ı mehcur'dur...

**********

Kimimiz 'saygı göstererek' terk ederiz.
İşlemeli kılıflara koyup duvarlara asarız.
Belden aşağıya indirmeyiz.
Ayağımıza ona uzatarak yatmayız.
'Abdestim yok, aybaşıyım' vs. diyerek zinhar el sürmeyiz.
Saygımızdan Peygamberin ismini bile anmayız.
Anınca da kırk çeşit salâvat getiririz.
Öyle saygılıyızdır ki Kur'an'a, saygımızdan ne dediğini anlamayı bile saygısızlık sayarız.

İşte bu Kur'an'ı mehcur'dur...

Kimimiz 'yazarak' terk ederiz...
Kufi'den rıka'ya,
sülüs'ten cülus'a
hat sanatının nadide örnekleriyle bezenmiş türkuaz ve altın sarısı yazmalara işleriz.
Hat ve tezhip sanatının mükemmel örneklerini sergileriz.
İnceden inceye yazar, bir noktası için kırk divid harcarız.

İşte bu Kur'an'ı mehcur'dur...

Kimimiz 'konuşarak' terk ederiz.
Kur'an üzerine bol bol konuşuruz.
Nutuklar atar, hutbeler irad ederiz.
Konuşmalarımızı en güzel ayetlerle süsleriz.
Besmele, hamdele ve salvele ile başlar, 'hur-i iyn' dualarıyla bitiririz.
Tefsir dersleri yapar,
tapınaklarda vaaz verir,
kürsülerde önümüze koyup gerdan kıvırmaya bayılırız.

İşte bu Kur'an'ı mehcur'dur...

Kimimiz 'açık arayarak' terk ederiz.
Kur'an'da habire açık ararız.
Dörde kadar evlenmeyi emrediyormuş,
köleliği onaylıyormuş,
erkeğe iki kadına bir hak veriyormuş,
kadını aşağılıyormuş,
zina edeni taşlayın diyormuş,
Muhammed çocuk yaşta kızla evlenmiş,
hurefeyle doluymuş vs. diyerek terk ederiz.
Kur'an'ı sönmüş bir yıldız gibi görürüz.
Eski çağların kitabı muamelesi yaparız.
Çağa ayak uyduramadığını söyleriz.
Çöl kitabı veya Arap dini olarak görürüz.
Bütün bunları gösterebilmek için açık üstüne açık ararız.

İşte bu Kur'an'ı mehcur'dur...

**********

Bu Kitab'tır:

her insana için dışın öğreten

Gökte,
yerde,
tende,
canda bir Yaratan sezdirten


Bu Kitab'tır:

Her kişiye benlik veren, yol açan.

İnsanlığın sergisine armağanlar astırtan


Bu çerağdır:

Obalara, konaklara nur saçan

Bir köylünün işlerini tarihlere basdırtan


Bu Kitab'tır:

Yürekleri iyilikle besleyen

'El bağına girme' diyen, dost yarasın bağlatan.


Bu anadır:

Her öksüze 'Yavrum' diye sesleyen

Nice canları kardaş eden birbirüçün ağlatan


Bu Kitaptır;

akıllara her bir şeyi sordurtan

'Düşün sonra inan' diyen, doğru yollar gösteren


Bu bilgidir:

Ululuğun yapıların kurdurtan

Çıplak dağlar yeşilleten, viran köyler şenleten


Ey kardaşlar!

Şu küçücük armağanım atmayın;


Bir goncadır;

Muhammed'in gül yaprağından derildi


Sakın,

bunu yapma çiçek demetine katmayın

Bu şey size özünüzü açmak için verildi.

(M. Emin Yurdakul, Kur'an-ı Kerim)

İşte bu da Kur'an'ı azim'dir!

Onu terk eden kendini terketmiştir...