Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
İSKO NE DERSE DOĞRUDUR İbretlik bir gerçek yaşam öyküsü
Üç odalı bir gecekondu,da yaşıyorduk yolar topraktı henüz alt yapısı yoktu
O zamanlar henüz 15,16 yaşlarındaydım
Küçük kardeşlerim,de ilk okula yeni başlamışlardı
Üçüncü abim Almanya,daydı adı uzun olduğundan Kürtçede kısa adıyla hitap ediyorduk
Bir yaz günü abim izine gelmiş ailede bir sevinç havası vardı ki sormayın
Kardeşimizi bir yıldır görememenin özlemini kavuşmanın sevincini yaşıyorduk
Bir akşam üstü abim annemle babamı dışarı çağırdı
Bizde salonda oturuyorduk biraz zaman geçtikten sonra annem içeri girdi ve girer girmez he he isko ne derse doğrudur dedi
Ben bu söyleme bir anlam veremedim çünkü abim henüz içeri gelmemişti
Daha sonra abim içeri girdi ve her zaman ki saçmalıklarından bir nutuk çekti
Belikli annemin erken davrandığından haberi yoktu
Anemin de onun geç geleceğinden haberi olmamıştı
O zamanlar bunun bir anlaşma olduğunu sezmiştim ama çocuk denecek yaşta olduğumdan pek önemsememiştim
Bu söylemi espri konusu yapmış biri bir şey söylediğinde bende hehe isko ne derse doğrudur deyip gülüyordum
Bu olaydan birkaç yıl sonra aile tamamen dağıldı her birimiz bir tarafa savrulup adeta uçurumlardan düştük ve çok ağrı bedeller ödedik
Aradan yirmi yıl geçti babam hastaydı beni çağırıp başında yasın okumamı istemişti gittim yasın okudum biraz rahatladı
Ben o zamanlar sığara içmiyordum ama sarmasını babamdan öğrenmiştim babam tütün içerdi
Babam bana bir kaç sığara sar oğlum ben artık saramıyorum dedi bende bir tabaka sarıp yanına koydum
Sonra babam bana sana vasiyetimi bırakacağım tüm kardeşlerine söyleyeceksin senden başkasına güvenim yok dedi bende tamam baba dedim
Babam büyük abime çok kızgındı kendisinin her şeyini satıp köyden getirip sonrada sırtını dönen oydu bu yüzden abimle ilgili çok sert bir vasiyet bıraktı
Babama tamam dedim ben söylerim ama bana inanmazlar baba dedim babam sen söyle inanmasalar onlar bilir dedi
Benden büyük dört kardeşimin olmasına rağmen babamın vasiyetini bana bırakmasına o zamanlar pek önem vermemiştim
Birkaç yıl sonra annemde hastalanmaya başladı
Annemi alıp bize getirdim epey kaldı ama ille de eve gitmek istiyordu anneme sen artık burada kal biz sana bakalım bırak almacının evini dedimse de annem ısrarından vazgeçmedi
Ben yinede ısrar ettim annem dayanamadı ağlamaya başladı ve bana otur yanıma dedi
Başladı anlatmaya
Hatırlıyor musun ben size isko ne derse doğrudur demiştim
evet doğrusu bir şeyler sezdim ama hala merak ediyorum dedim anneme
O gün abin babamla beni dışarı çağırdı
Ben ne dersem hepsine doğrudur diyeceksiniz yalan bile söylesem
Benden başka sına oğlum demeyip diğer çocuklarınızın hepsini bırakırsanız size bakarım yoksa size bakmam ortada kalırsınız dedi
Bende babanda çok korktuk
Bu koca şehirde ne ederiz bu küçük çocuklarla
Büyük abin bize zaten sırtını dönmüştü kimsesizdik kabul etmekten başka çaremiz yoktu bende babanda kabul ettik
Bu yüzden size sahip çıkamadım her birinizin bir uçurumdan düşmesine neden oldum yıllardır ben hep bu acıyla yaşıyorum
Şimdiki aklım olsaydı dilenirdim ama bunu asla kabul edip sizi bırakmazdım beni affet oğlum dedi
Annem bunu söylediğinde ikimizde ağlıyorduk
Belikli annem çok acı çekmiş hem de öz oğlundan annemin özellikle Almancı abimin yanında bize soğuk davranmasının nedenini de o zaman anladım
Vay alçak vay demekten kendimi alamadım
Anneme artik üzülmene gerek yok hepimizin durumu iyidir dedimse de annem ikna olmadı
Çünkü her birimizin bir yana savrulup uçurumlardan düştüğümüzü biliyordu ve vicdanen çok yaralanmıştı
Annem bu yüzden ben inadına onun evinde kalıyorum ölünceye kadarda orada kalacağım dedi
Annem kendi aklınca intikamını böyle almaya çalışıyor diye düşündüm ve annemi alıp eve götürdüm
Aradan on beş gün geçmişti annemi alsancak devlet hastanesine kaldırmışlardı
Tam o gün de benim kızımda intihar etmişti annem kızımı çok severdi oda annemi çok severdi
Çok zor günler geçiriyordum annemin kızımın öldüğünden haberi yoktu
Israrla beni çağırıyordu dayanamam annemin yanında ağlarım kızımın öldüğünü öğrenir diye korkudan annemi ziyarete gidemiyordum biraz zaman geçmesini bekliyordum
Birkaç gün sonra annemi ziyarete gittim merdivenleri çıkarken ağlama tutu beni geri dönüp yüzümü yıkadım dışarıda bir sığara içtim ve tekrar merdivenleri çıkmaya başladım
Tüm acıma rağmen gülmeye çalışıyordum çünkü ben hep gülen biriydim annem beni hüzünlü görürse anlar bende dayanamam ağlarım diye korkuyordum
Annemin odasına gittiğimde beni görür görmez sevinçten gözleri parladı
Yatağında doğruldu elini öptüm oda beni birkaç kez öptü
Kendimi zor tutuyordum annemle şakalaşmaya başladık bana kızımı sordu
Ona söyle gelsin söylemediniz mi yoksa dedi bende oturduğu yer uzak anne gelecek dedim
Annem tekrar bana sarılıp defalarca öptükten sonra ben buradan sağ çıkamayacağımı biliyorum oğlum dedi ve iki eliyle yakamdan tutup bana sana vasiyetimi bırakıyorum oğlum senden başka güvenecek kimse yok dedi ve küçük kardeşlerimle ilgili vasiyetini söyledi bende tamam anne dedim sen merak etme ben yaparım dedim
Ve ziyaret saati bitinceye kadar konuştuk
Bir gün sonra,da annem rahmetli oldu
Bu olay tamamen gerçektir ve 1972,, 1999 yılları arasında yaşanmıştır
Bana göre okunması gereken ibretlik bir öyküdür yorumu okuyucuya bırakıyorum saygılarımla
Şair yazar Cebbar korkmaz 2012 Bornova İZMİR
HE HE İSKO NE DERSE DOĞRUDUR)))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))