Dersimin Türküsü Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Ahmet Coşkun
Alan:   Grup:Dersimin Türküsü
Tarih: 17.09.2012 19:58
Konu: Yn: [dersimin-turkusu] DEM BU DEMDİR DEM BU DEMDİR DEM BU DEM -yeni-

masalsı desem- masal değil- destansı desem destanlar da sonuçta masallardır- bu biziz bizi anlatıyor- biz yani dünya üstündeki bütün bizleri- yani ortak gerçek bir sevdayı- Hocam yüreğinize bilincinize bilginize saygıyla- kutluyorum...

========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Bülent Aydınel 1
Alan: (grup üzerinden) Ahmet Coşkun 1
Tarih: 17.09.2012 19:45:00
Konu: [dersimin-turkusu] DEM BU DEMDİR DEM BU DEMDİR DEM BU DEM -yeni-
----------
Yorgun bahçelerden geçtim
Kıpkırmızı demetlerden
Eski tesbih taşlarıyla gezdim avlularda
Tellerden ve duvarlardan ağrılı düşler devşirdim
Gözlerim yandı ay ışığından
Kanyonlardan düştüm
Serin sokaklar aradım
Kurulmamış saatler
Meçhul yalnızlıklara adadım ömrümü
Çok direndim kendime
Kendimle çok direndim
Çöllere sığmaz bir gezgindim

Sen o zaman güle gül diyordun

Sonra görülmüştür oldu mektuplar
Ufuk çizgisinin rengi değişti
Sabırlı coğrafyalar gibi
Korkunç adımlarıyla sırılsıklam yağmurlar gezdi
Saza tel yetmez oldu manşete düş
Seyircisiz bir devri tamamladık kan revan

Sen o zaman slogana slogan diyordun

Tebessümü yazdık
Tevazuyu es geçmeden
Ne kantarlarla tartıldı biriktirdiklerimiz
Topu topu on beş yıldır tanışıyorduk
Halk hikayelerinden sızdığımızı söylediler
Ceplerimizde yarin saçları

Sen o zaman şiire şiir diyordun

Mavi ıhlamurların altından
Masum çağlayanlar akardı
Kurumuş dudaklarımızı ıslatırdık
Çıplak ayaklarımız donardı
Sabahı beklemek zelzeleydi
Dostlar geceye sözler söylerdi
Gece onları not defterine yazardı
Sabaha karşı hep beraber okurduk

Sen o zaman yarına yarın diyordun

Çok kırlangıç çok çatak çok yolcu çok cehennem
Çehresi belirgin bir karanfil serüven
Ne zaman büyüdüler ne zaman serpildiler
Dün çiçeğe durmaya daha çok var diyenler
Çok eylül çok akşam çok bilmece çok diken
Tarihle yıkanıp yarın kuşanıp gelen
Bir masalın dibinde oturup konuştular
Ne sorduysak hepsini teker teker bildiler

Sen o zaman Zülfikara Zülfikar diyordun

Şu dağların yamacında
Bir gülüm kaldı ucunda
Sana bir selam gönderdim
Saçla...
................