Dersimin Türküsü Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Bülent Aydınel
Alan:   Grup:Dersimin Türküsü
Tarih: 06.07.2012 17:04
Konu: BİTMEYEN ŞİİR - YENİ

Yolcusundan mazlum bir uzun yol treni
Trenin adı Fuzuli

İstasyonda bir yudum çiğ tanesi
Damladan düşen damla misali
Ağlamaklı bir göz yaşı hala
Göz yaşının adı Leyla

En son vagonun en son yolcusu
Terkib-i bendini yazamadığından Ruhi-i Bağdadi
Mesnevi kalacağı herkesçe malum
Güneşin rüzgarında yanmış bir kum tanesi
Kum tanesinin adı Mecnun

Sahne burda kesilir
Oysa daha hayale bile düşmemiştir
Beslet-i Osmaniyye ve Hamiyyet-i İnsaniyye
Yaygın adıyla Hürriyet Kasidesi

Gürültülü bir buyruk gibi iner şiirin ortasına
Kendini tanımlamaya gerek duymayan
Mahalle baskısı gibi bir ses

Şiirin sonu nasıl bitiyor efendiler
Der

Ses değil sanki
Servet-i Fünundan yazısı alınmış bir küpür
Terceman-ı Ahval civilisationundan ürken bir tür
Türün adı sansür

Aşık olmadan hasret çeken
Hasret çekmeden ağlayan
Ağlamadan göz yaşını yazan bizimkiler
Yani hececiler
Henüz Demokrat Parti terennümünde
Kül testiler yapmaya başlamamışlardı bile
Transistörlü radyoda aynı taş plak
Taş plakta aynı ses
Çile bülbülüm çile

Osmanlı minyatürleri ve Şeker Ahmet Paşanın resimleri şiirden çıkarılır
Revnaklar ter içinde ebrular perişandır

Kolay değil
Emir kesindir
Mimar Sinana mühendislik diploması sorarlar
Çoktan seçmeli sınavlardan arta kalan dikdörtgen bir mukavvayı
Gösteremezse eğer
Belki Yorgun Savaşçı gibi yakmazlar ama
Demir kapı kör pencereyi dar ederler adama

Durur şiir
Leyla ve Mecnundan başlayan bu sevda durur
Çünkü karar verilmiştir
Düşünür senin adına
Senin adına düşünme yetkisi olan
Ve onun adına yaşaman gerektiğine inananlar bir bir
Bugün Fuzuli ile yola çıkarsan
Yarın Nazım denilir

Halbuki
Nazım dediğin ne ki
Dizesinde ceylanlar koşan bir bulut
Yağmuru yere düşmeyen sağanak
Karlı kayın ormanı
Biraz da mavi
Moskovada bir mezar
Bursada cezaevi

BÜLENT AYDINEL