Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
''İllaki Yaşamak''
yıllar var ki
zindanları yaşıyordu....
kesilmişti mümkünü çaresi
karabasanlar çöküyordu uykularına
ter kan içinde uyanıyor
göğsüne düşen kınalı,
örgülü saçlarını okşuyordu
dalıp dalıp gidiyordu
elinden alınmış hayatına
uysal bir kedi gibi
sessiz sakin
kaç mevsim geçmişti ömründen
kılıçtan keskin ayazlarıyla
korkuyordu,üşüyordu,yalnızdı
ruhu ağır geliyordu çoğu kez bedenine
mum ışığının titrek cılız
ışığına takıldı gözleri
uzandı yatağına derin bir iç çekişle
iki büklüm
duvara yansıyan
gölgesini izledi bir süre
ölümü düşündü
ölüm kurtuluş muydu yoksa
içten içe kaynayan
bir yanardağ gibiydi yüreği
boğuluyordu
kendi mutsuzluğunda
bir çuval taş olsaydı dedi
kendi kendine
sırtımdaki kederim
atıp kurtulsaydım keşke
soluğunu gögsüne hapsedip
yumdu gözlerini usulca
bir damla gözyaşı süzüldü
kederin yüzüne düşürdüğü çizgilerden
yaşlar düşerken
işlemeli çeyizlik yastığına
uyudu...
çocuklarının bir tutam saçı duruyordu
soğumuş yumuk avuçlarında...
ve açtı gözlerini baktı avuçlarına
yaşamak için illa bir sebep var dedi
uyudu yine...
Seval Akkuş