Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Yağmurlu Pencerede Seken Düşler / Bölüm B /
Gülüşünde Uyanır Kent
dışarda zamanı unutkanlıkla yazan yürüyüşler
içimde silik soluk bir aşkın ihtiyarlaşan benzi
bir şeyler oluyor geceleri bu kentte
koşuşmalar başlıyor her köşe başında
bir imge düşüyor ardıma soluk soluğa
yağmur taşıyıcısı hüzünlü bir imge
fakat tanımlayamıyor ellerinin sıcaklığını
gözlerinin balakıtan ikindi güneşlerini
çarşıdan geçiyorum bir akşam üstü
tutunarak umudun telaşlı ıslığına
üstüm başım şiir üstüm başım mavilik
dilimde işçi bir kızın kestane rengi saçlarının kekik kokusu
hiç düşmeyecek gibi bir mevsim
böylece adımlıyor içimin kırlarına doğru
kırlardan da bahsetmiyordum hayli zamandır
çünkü kırları kalabalık sokaklarla değişti şairler
belkide bir cisme ihtiyacımız vardı sevgilim
adlarımız gibi sessiz ve kalabalığa uyumlu
ya neden ben hala böyle at üstünde
at üstünde bir savaşın sağ kalan son eri gibi
kılıcımı ırmaklar diyerek
ve çocuklar ve gül yüzlü sevdiğimin kekik kokulu saçları diyerek havada gezdiriyorum.
yani kim neyi anlatabilirse çocuklara
iyilikler ve yarınlar adına
ne mutlu ona sevdiğim ne mutlu
kimsenin ben olmadığını düşünmek
ya da senin ben olmadığını düşünmek
karşı uçuruma varamayacak haykırış gibi bir şey ağzımda
rolüne yeterince çalışmamış bir martının
denizle sevişme ihtimali kadar düşük yani
birde şu içimizdeki çıkılmamış yolculuklar varya
yol yordam bilmeyen bir akarsu gibi delimi deli
ama suçsuzum biliyorum, bulutlarda suçsuz
kırık bir cama dayalı kalbimin kara yazgısı bu
suları alacak denizler çoktan bulandı
gel biz yine alacalı boncuklar dizelim gökkuşağına
aşkı ve kavgayı öğreten yağmurun ellerinden tutup
ve bakarsın sevgilim
kent yeniden uyanır
sabahları güzelleştiren gülüşünde...
03 Nisan 2011 İstanbul Ünal YİĞİT