Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
** Tutanaklar / l **
aktım, kıvamlı sesine
kanadı sancılı bir kumrunun
ateş ve yıldırım diliyle
kanına basarak gerdanımın
bir yandan
gölgeme gül fidelemek bana düştü
bahara bandım sağ elimi
sol elim cehennem kapısında kısılı
avucumda bir tarih
ocağa çatılır gibi çatılırken
yangın mı olayım yoksa su mu
yoksa şudur budur bir sözgelimi insan
sakınmak gözlerimi uçurumdan
inan hiç gelmiyor içimden
çünkü savaşlarda bilendi
yirmibirinci yüzyıl ortasında
boynumun bebek kokusu
her gözyaşının kalbinde
kılıç kesiği birazda kalbim çünkü
yani damlamadan nefesime
dünyanın herhangi bir yerindeki kan
yaşamı kır çiçeği giyinmiş yokuşlarda
koşar adım tazelemek bilirdim
oysa gündüzlerde karanlıklaşmak alırmış yüzleri
ve umut yüklü bir çocuk mavi gömleğini
çoktan kızıla bulayıp darağacına asmış
dili olmadığı günden bu yana ölünün
sabah sabah, dalga dalga
tüm gidenleri dillemek
ve tüm çığlıklarını ezberletmek acının
yükümdür benim
ve bir kaya gibi böğrüme basıp denizi
yorgun ama kestikçe çatallaşan sesimle
baharlara kurdum çadırımı
güneşin tarafıyım...
25.08.2010/ İstanbul...
Ünal Yiğit