Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
** Kayıp Denizden **
Susmalı şimdi
seherde düşmüş dağlarca kendime
yanağımda açan gülümsemeyi
kaç yerinden vurmalı
gökkuşağını çektiler önce üstümden
bulutlara soğuk rüzgarlar ektiler
bin kılıç darbesi yedim
ne zaman doğrulsam buğday başağı gibi topraktan
beni sorgula sevgili
senden seni çok sevmek nasıldır
beni yargıla sevgili
sevmekten, bölüşmekten, doğmaktan...
içten içe yakalanmışım
zamansız, hesapsız kalbimi sunmaya
hasta demişler kimileri deli
sayki soğuk bir taşın işlemesiyim
küfürler ve isyanlar ağırlıyorum suskunluğumda
sayki kırlangıçların cıvıltısı
üşüdüğümü unutarak şarkılar söylüyorum durmadan
geceler koynumda ılık ve akıcı
attılar beni isimsiz bir zamana
gidiyorum denizlerin ardından
gidiyorum dalgalarla ağlayarak
şanlı bir öykücüydü o yaşlı adam
düşümde dolanırdı ak sakallı,
gözleri mercan, gözleri çiğ tanesi
ay geceyi ihanete boyarken
kovdum tüm yalanlarıyla yaşlı adamı
bilmiyordum karanlığın değişik isimleri olduğunu
fırtınadan önce yıldırımlar yağdırırmış
hani şair derdi ya;
ahh ''ne olursa o aysız gecelerde olur''
senden aldığım acıyı katladım şimdi
ne için yaşamaktır burada yaşamak
satmışlar şiirlerini ve türkülerini onurlu çocuklarda
birden bire kesmişler beni şuramdan
Bir tek sen değil, güzel çocuklarda
bu yüzden gözyaşıdır içtiğim
kanlı ellerinden kahrın
konuş sen iyiyim ben
dizlerimi basıp toprağa doğrulurum
doğrulurum sevdaya, umuda
soluğumda keskin rüzgar
solumda zıpkın yarası
mor kuşaklı o takayla
çekin beni kıyıya...
06.08.2010-İstanbul
Ünal Yiğit