Dersimin Türküsü Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Coşkun Edip Soykan
Alan:   Grup:Dersimin Türküsü
Tarih: 03.07.2010 00:22
Konu: devlet yoktu(şiir)

devlet yoktu
17 ağustos 1999 du
yerkabuğunun altındaydı ölüm
/sinsice yatmıştı pusuya
ve teknoloji
ve bilim
geri bir ülkenin sismografik çizgilerinde çocuk gözyaşlarını çizdi kağıda
kan damlıyordu 7,4 büyüklüğünü ölçen aletlerden
bütün konutlarda gece 3ü 2geçiyordu
durmuştu zaman
saatlerin yelkovanları acıyı
akrepleri korkuyu
saniyeleri kaosu gösteriyordu
d e v l e t y o k t u
tonlarca beton ve demir yutuverdi düşleri
karanlıktı
uğultuyla kapıyı çaldı ölüm
ve çocuklar
ezilmiş vücutları
parçalanmış gülüşleri
donuk yüzleriyle çıkarıldı enkaz altlarından
toz
duman
ve boğulma korkusuydu yakalarına yapışan
kırılmış kolları
morarmış bedenleriyle ölümü yenenler sevinemediler
çünkü d e v l e t y o k t u
iş makinaları
kurtarıcılar
ambulanslar
ve çadır
ve aş
ve ekmek
birinci gün
ikinci gün
üçüncü gün
d e v l e t y o k t u
televizyonlarda/babamı kurtarın
/annem içerde kaldı amca diye yalvarıp yakarıyordu gencecik bir kız çocuğu
kardeşim öldü kardeşim öldü amca
feryatlar uçuşuyordu ölüm rüzgarlarında
d e v l e t y o k t u
bir baba yana yana arıyordu oğlunu
daha yeni bitirmişti üniversiteyi diyerek
acılarıyla yoğurup bırakıveriyor gözyaşlarını toprağa
gırtlağında düğümleniyordu sesi soluğu
vinç diyor adam
yok diyorlar/bulup getir diyor devletin görevlisi
adres verin diyor adam
söyleniyorlar
gözleri doluyor bakarken evinin enkazına
bir çare
bir çare bulmalıyım diyor
enkaz altında çocuğum
düşüm
yavrum
donuklaşıyor hayat
gözlerinde umutsuzluktan kalma bir bakış
ve yanıyor yürek
susuyor zaman
adım adım yaklaşıyor ölüm
dirhem dirhem eriyor adam
ellerinin arasından sıyrılıp gidiyor yaşam
ölüyor çocuk
eriyor adam
devleti arıyor adam
d e v l e t y o k
birinci gün
ikinci gün
üçüncü gün
artık canlılar mezarlığıydı
adapazarı
kocaeli
istanbul
boğulmuş insan müzesiydi gölcük değirmendere
yalovada bütün duvarları çökmüştü acının
yürekler harlanmış yangın yeriydi
beton kolonlar altındaydı ölüm
ve çeyizleri genç kızların
gelecek umutları çocukların
üç kuruşluk maaşlarını alırken elleri titreyerek banka kuyruklarında ölenlerin /kefen bezleriydi tuğla kireç ve tozları
d e v l e t y o k t u
hala beklemekte işçi murtazanın bedeni tuzlu sular altında
bundan sonra onun için ne patron
ne işten atılma korkusu
ne grevde polis jopu
ne jandarma dipçiği
ne ay sonunun bitmez tükenmez kabusu
düşünmek yoktu çocukların okul masraflarını
ve manav
ve bakkal
ve kasap
yoktu artık üzülmek kahırlanmak yokluktan yana
fakirlik boynunda zincir
ölmek kurtuluştu zehir zemberek dünyada
ve yatıyordu çelimsiz vücudu
kemikleri çıkmış avurtlarıyla yüzünde yılların ezilmişliği
ve alnında acıların oyduğu çizgiler
ve öldü murtaza
d e v l e t y o k t u
ve ama
d e v l e t v a r d ı elbet
gazi mahallesinde k u r ş u n v e b a r u t
memur eylemlerinde g a z b o m b a s ı
v e t a z y i k l i s u
maraşta b ı ç a k v e k e l e ş
sivasta b e n z i n v e a t e ş
çorumda k a l l e ş mi k a l l e ş
ve ölüm ve sükunet
susuyordu h a l k
susuyordu a y d ı n
susuyorduk hep bir ağızdan
ve kol geziyordu mahallelerde ölüm
d e v l e t v a r d ı

18-25ağustos 1999 kırşehir