Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Güzel paylaşıma teşekkürler
========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Sargon Yéhunda
Alan: (grup üzerinden) İclal Yücel
Tarih: 19.05.2010 00:03:00
Konu: [dersimin-turkusu] Düğün Alayı
----------
Bir Cuma akşamı, kalça kemiklerimi hareket ettiremeyecek kadar yorulduğum bir futbol maçından sonra, Metro’da bulduk kendimizi. Yüksek sesle söylenen şarkıların ardından beynimizi de yoracak, günü bitirecektik.
Öğretmenlerin her hafta tekrar eden sendromları vardır; Pazartesi sendromları, Cuma sendromları, nöbet sendromları, erkeklerin tıraş sendromu ve bozulmaya yüz tutmuş psikoloji… Hafta sonu gelip çatınca barlara akın etmek boşuna değil elbet. Belki çok eski zamanlarda, eski kavimlerde de böyle, insanı huzursuz eden sendromlar yaşanırdı. Kralın askerlerine vergi verme günü sendromu, kurban ritüeli, savaşlardan önceki gün, komşu kabileden gelecek saldırıyı önlemek ve kayıp vermemek için beklenen nöbet günleri ve saatleri, rahiplerin vaazlarını yerine getirmek için tanrıya adanmak adına vazgeçilen evin, yarin, annenin, yastığın, yemeğin, silahın, atın, kuzunun, bahçenin, derenin, yaprağın, kuşun, gökyüzünün vedasını dinlerken, yolculuğa çıkmanın yarattığı kulluk sendromu ve doğa olaylarını anlamlandırma..
Asiler boşuna yetişmedi elbet!
Kadın bana hikayeler anlattı, geceden günlerce önce. Üzgün bir tarih sakladık, yazıyla beslenen zamanlarımızda. Ben taşları oydum; o, sesini gönderdi. Taşı, suyu kıracak kadar sertti sesi, sözcükleri ama her sözcük, her hece çemberimde ışıldayan kandiller olurdu.
Gönderdiği kitapları okuyorum. İçmenin sarı saçlarında şalı kadehimi sarar.
Gönderdiği kitapları okuyorum aylardır. Dumanlı dağların eteklerinde, davul çalan çingeneler gibiyiz. Karşılıklı yankılanan sesler olduk.
Çok içmedim. Beynimin üretkenliği henüz uykuya dalmadı.
Onunla aynı günün akşamı birbirimizin rüyasına girdik. O bana anlattı, ben...
................