Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
1878'liler BASIN AÇIKLAMASI'ndan
Megafondan ses geldi: “Teslim Olun! ”
Cevap verildi: “Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik! ”
Sonra… Mahir düştü ilk, sonra Cihan… Ömer…
ON’u da düştü kerpiç evin içinde… ON’u da Türkiye Devrim Tarihi’nin yıldızları… Derler ki: “O günden sonra hep kıpkızıl aktı Kızıldere”
Saffet Alp
Mahir Çayan
Hüdai Arıkan
Sabahattin Kurt
Nihat Yılmaz
Sinan Kazım Özüdoğru
Ömer Ayna
Ahmet Atasoy
Cihan Alptekin
Ertan Sarıhan..!
Ses oldular, ırmak olup çağladılar, ses oldular, direncin ve teslim olmama geleneğinin kutup yıldızıydılar artık, ses oldular, dayanışma olup dostluk ördüler, ses oldular, onurun ve erdemin avazı, ses verdiler…
Ve bu ses; Mahir’lerin, Cihan’ların, Nihatların sesi… Yankılanır 36 senedir… Ne zaman bir devrimci faşizme karşı direnmenin destanını yazıyorsa duyar kulaklarında bu sesi… Mücadelenin ortasında dimdik bir anıt gibi duran KIZILDERE’nin sesini…
Ziya Yılmaz, Cihan Alptekin, Ulaş Bardakçı, Ömer Ayna ve Mahir Çayan’ın 12 Mart Faşizmi’nin askeri cezaevinden savaşa koşmalarıyla başlar Kızıldere öyküsü, voltada “Bu gün Deniz, Türkiye Devrimi’nin simgesi haline gelmiştir, bu düğüm çözülürse devrimin önü açılacaktır, onların hayatlarının kazanılması bu gün temel sorunumuzdur” diyen Mahir Çayan, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in idamlarını engellemek, tutsak devrimcilerin serbest bırakılmasını sağlamak talepleriyle koştu dışarıya zindandan, savaşa kaldıkları yerden devam etmekti on genç adamın yola çıkmalarının nedeni ve yolun başında ilk Ulaş düştü…
Kızıldere’ye yola çıkıldı, bir taraftan Türkiye Devriminin yol haritası yazılıyor, tespitler yapılıyor, kaleme kağıda can veriliyordu, bir yandan da THKO savaşçılarıyla birlikte idamların engelenmesine yönelik eylemler planlanıyordu THKP-C öncülerince…
Sonra…
Türkiye halklarının üzerine kara bir bulut gibi çökmüştü 12 Mart Karanlığı ve bu karanlıkta bir meşale oldu Kızıldere, bu güne değin aydınlattı yolumuzu…
Türkiye Sosyalist Hareketi’nin tarihinde “Kızıldere Katliamı” olarak bilinen olay, gerçekleşmesi ve gelişmesi sürecinde Türkiye’de ve Dünya’da çeşitli tepkilere yol açtı. Ancak yapılan bütün yanlış bilgilendirme, saptırma ve spekülasyonlara karşı devletin bu katliamı savunması ve meşrulaştırması mümkün olmadı. Halkın vicdanı, Kızıldere’de katledilenlerin yanında yer aldı…
“Egemen sınıflar, sağlıklarında büyük devrimcileri, ardı arkası gelmez amansız cezalarla mükafatlandırılırlar. Doktrinlerini en vahşi düşmanlık, en koyu kin, en namussuz yalan ve iftira kampanyaları ile karşılarlar. Ölümlerinden sonra büyük devrimcileri, zararsız azizeler haline getirmeye, söz uygun düşerse evliyalaştırmaya, ezilen sınıfları teselli etmek ve onları aldatmak için isimlerini bir hale ile süslemeye çalışırlar. Böylece onların devrimci doktrinlerinin gerçek özü unutturulur, basitleştirilir ve devrimci keskinlikleri törpülenir” (Lenin)
O halde, Kızıldere Savaşçılarını anarken, anlamak ve anlamlandırmak boynumuzun borcu. Kızıldere Tarihi yazılırken, Türkiye Devrim Tarihi’nin dönüm noktalarından birisi de yazılıyordu aynı zamanda… Bu güne miras olarak, avuçlarımıza sıcacık bırakılan: ideolojik netleşmeler, safların sıklaşması ama aynı zamanda; bir ağızdan birbirimizin türkülerini söyleyebilmek, ateşin soğumaması için birlikte kor olabilmek, devrim sevdalılarının yüzünde hep bir gülümseme olarak kalabilmek hasleti…
12 Mart ve 12 Eylül tarihleri, bu coğrafyanın halklarına karşı insanlık suçu işlediler. Faşist Cuntacılar bu ülkenin en yiğit, en “tam bağımsızlık”çı, en güzel çocuklarını katlettiler ve “güzel bir dünya” özlemiyle yanıp tutuşan insanların mücadelelerini bitireceklerini sandılar. Darbecileri yargılamak, darbe kültürünü ortadan kaldırmak görevi, bitmediğimiz için hepimizin omuzlarında… O zaman, işte o gün geldiğinde biz artık türkülerimizi söyleyeceğiz yeniden ve ON’lardan aldığımız sesi onurla vereceğiz genç Ömer’lere, Nihat’lara, Saffet’lere…
KIZILDERE SON DEĞİL MÜCADELE SÜRÜYOR!
YAŞASIN DEVRİMCİ DAYANIŞMA!
İZMİR 78’LİLER DERNEĞİ – KESK İZMİR ŞUBELERİ – SOSYALİST DEMOKRASİ PARTİSİ – GELECEĞİMİZİ İSTİYORUZ İZMİR GİRİŞİMİ – DEV-LİS – ÖĞRENCİ KOLEKTİFLERİ