Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Bana göre kişiler bulup yaşadıkları mutluluklarını nasıl ki özüyle kabullenip yaşar ve o mutluluklarının her daim baki kalmaları için dua ederlerse;
İstemeden yaşamak zorunda kaldıkları acılarını da aynı ölçüde bir daha unutmamaları ve yaşamamaları için özümseyerek yüreğinde taşımalılar.
Bir bakıma da; acılarını yaşayarak kaybettiği sevdiklerine olan vefa borcunu,
Onları unutmadığını, acılarını yüreğinde taşıdığını göstermek adına, bunu yılda bir kere de olsa yapmalıdırlar.
O özde insan olmanın erdemliğini, o canlara bu saygıyla sunmalıdırlar.
İşte bu duygu ve düşüncelerle; Geçen yıl Kasım ve Aralık aylarını,
Yürekleriyle birbirinden değerli iki canımı, çok kısa aralıklarla ölümleriyle kaybederek,
Geçirmiş olan bir can olarak;
Bu yılın Kasım ve Aralık aylarını o yaşadığım acıların yıldönümü münasebetiyle;
Siz değerli dost yürekli kalemlerden ve onların o güzel paylaşımlarından uzak kalarak geçirdim.
Geçen hafta beğeninize sunduğum yeni şiirlerimi sunarken dediğim gibi;
Umarım bu ayrı kalışımızı hoş görür ve bizi mazur karşılarsınız.
Bu dilek ve temenniyle; sizlerden ayrı kalışımızın özünü, şiirlerimin içeriğinde saklı tutan ve o gerçeği şiirlerimdeki dizelerin sözlerinde bulacağınız,
Üç yeni şiir çalışmamı daha, yine siz birbirinden değerli dost yürekli kalemlerle paylaşmak adına;
Beğeninize sunuyorum.
Şimdiden lütfedip sayfama uğrayıp, Benim Babam, Kız Kardeşim Sevgi’nin Anısına
{ Vurgun Yedim} ve Ağıt adlı şiirlerimi okuyup, o değerli yorumlarını ekleyecek olan tüm grup üyesi, canlara şükranlarımı iletir, teşekkür ederim.
Benim Babam
O annesiz büyümüş bir yavrunun,
Kendisine sıkı sıkıya tutunduğu daldı,
Yaşadığı ömrünü;
Onun gölgesinin altında barınarak geçirdiği,
Koca bir çınardı,
O oğlunun;
Ona duyduğu sonsuz güvenle,
Sırtını dayadığı, yüce bir dağdı,
Evimizin damı,
Ayakta tutan direği,
Tüten ocağıydı,
O Zülfikar’ın asaletini ondan aldığı,
Damarlarında taşıdığı temiz kanıyla,
Varlığını;
Taşıdığı canın da hayat bildiği,
Yüreğini yurt edindiği,
Yüreği güzel insan,
Benim babamdı.
Ömrü boyunca;
Yalanı ve söyleyeni sevmemiş,
Doğruluğu ve dürüstlüğü,
Kendine ilke edinmiş,
İnanıp ta yaşadığı,
Yaşattığı o değerleri,
Yüreğiyle kutsamış,
Merhameti ve şefkatiyle,
Sevgilere kucak açmış,
Çocuklarına tüm güzelliğiyle aktarmış,
Örnek bir babaydı.
Geçen yıl bu zamanlardı,
Mevsim yine sonbahardı,
Kasım ayının yirmi dokuzu,
Saatler on yedi yirmiydi,
Şu yalan dünyada,
Bedenen yaşadığı yetmiş beş yılın,
O ömrün,
Ölümle sona erişi ve bitişiydi.
Sen;
O sonsuza gidişinle,
Ebedi yokluğunla,
Koca bir çınarın yıkılışı,
Koca bir dağın,
Eriyip kum oluşu,
Evimizin damının çöküşü,
Tüten ocağımızın sönüşü oldun.
Kolay mı?
Bir ömrü,
Acısıyla tatlısıyla,
Birlikte sevinip, birlikte ağladığınız,
Birlikte paylaştığınız,
Bir canı;
Kaybetmek.
Kolay mı?
Yaşayıp ve yaşattığı,
O güzel değerlerle,
İnsanlık adına;
Var ettiği o güzel yüreğiyle,
Böyle bir zamanda,
Şu yalan dünyada,
Eşi az bulunur bir babayı,
Kaybetmek.
Kolay mı?
Seni yaşattığın güzelliklerle,
Anlatıp şiir etmek dururken,
Yokluğunun acısıyla;
Yâd edip, anmak,
Elbette ki kolay değil.
Ne var ki;
Acısıyla, tatlısıyla,
Yaşanmış uzun bir ömürden sonra;
Rabbimin son dileğini kabul görüp,
Yaşadığın ömrünce,
Her zaman için;
Canın kadar çok sevdiğin,
Canım oğlum, Zülfükar’ ım dediğin,
Oğlunu,
Son nefesinde, sana yetiştirip,
Son kez sesini sana duyurmasıyla,
Kendi yuvan içinde,
Kendi yatağında,
Kendi hasta döşeğinde,
En ağır yük olan insan yükünü,
Sevdiklerine yaşatmadığın,
Yine Rabbimin;
Yalnızca iyi yürekli kullarına,
Nasip eylediği,
Bir sonla gidişin,
Vardı ki! ..
O gidiş cennetinin müjdecisi gibiydi ki,
O büyük acının yanında,
Bu nedenlerden ötürü,
Rabbime avuçlarımı açıp şükrettiğim,
Kendi adıma tek tesellim olarak gördüğüm,
Kaderden yana inanıp kabullendiğim,
Sana ve o güzel yüreğine yakıştırdığım,
Bir ölümdü, ölümün.
Dilerim ki rabbimden;
Dualarım kabul görülsün,
Toprağın bol, mekânın cennet olsun.
Allah Rahmet Eylesin.
Zülfükar KARAKOÇ
Kız Kardeşim Sevgi’nin Anısına
{ Vurgun Yedim}
Güzelliğin rengi,
Yüreğimin dengi,
Abisinin bir tanesi,
Can sesi, nur tanesi,
Yüreği güzelliklerle süslenmiş,
Yüreğinin güzelliği ay yüzüne yansımış,
Canına kanına işlemiş,
Rabbimin o değerlerle kutsayıp,
Yarattığı meleği,
İyilerin yüzü suyu hürmetine,
Döndüğüne inanılan,
Şu yalan dünyanın;
İyilik dolu yüreğiyle,
Bulunmaz kişiliğiyle,
O dönüşüne katkısı olduğuna hep inandığım,
Güzel insan.
Canım kız kardeşim.
Doğduğun ilk gün,
O benim ve hepimizin sevgisi olacak
Deyip te;
Adını sevgi koymuştu anne.
Adın sevgi,
İnsanlığın sevgi olmuştu senin.
Bizler;
O yüreğinin güzelliği ile,
Yüreklerimizde var ettiğin,
Sana ve sevgine doyamadan,
Daha henüz,
Babamızı ölümüyle kaybedeli,
Ardından ağlayıp,
Birlikte gözyaşı dökeli,
On beş gün,
Dün dolmuşken,
Bundan tam bir yıl önce;
Kendi adıma,
Kara bir gün olarak hatırlayacağım,
Bugün;
Yani 15 Aralık 2008 günü,
Elim bir trafik kazası sonucu,
İçimde ki acıyı,
Sönmez bir kor ateşe dönüştürüp,
İkiye katlayarak,
O sonsuza gidişinle,
O büyük acınla;
Senden yana; bir tanem,
Vurgun yedim yüreğimden,
Vuruldum can evimden.
Bilesin ki; sen,
Kulaklarımda çınlayan,
O tatlı sesinle,
O ağabey derken;
Ağzından içtenlikle dökülen,
Bin ağabey deyişinle,
Gözlerimden eksilmeyen,
O ay yüzünle,
Bir mevsim değil,
Dört mevsim,
Bir gün değil,
Kalan ömrümün her gününde,
An ve an yokluğunun acısıyla,
Tutuşup ta yanacağım,
Bir an bile unutup ta,
Aklımdan çıkaramayacağım,
Her nefes alışımda,
Her anımda yokluğunun sızısıyla,
Acını tadacağım,
Gözyaşlarımı tutamayıp ta ağlayacağım,
İyi olunmaz,
Çare bulunmaz,
Tesellisi olmaz,
Bir yara açtın bende.
Şimdi;
Yürüse de dizlerim,
Konuşsa da dilim,
Yüzüm de belirse de;
Yüreğimde senin acını saklı tutup göstermeyen,
O sahte gülüşlerim,
Bir beni;
Bu canımda var eden,
O eşsiz sevginle,
Bir beni;
Özümden eden,
Sensizliğinle,
Ancak ve ancak ben bilirim.
Birde; bu cana,
Senin gibi;
Yüreği güzel bir canın,
Ebedi yokluğunu miras kılan,
Yaradan rabbim.
Dilerim ki rabbimden;
Dualarım kabul görülsün,
Toprağın bol, mekânın cennet olsun.
Allah Rahmet Eylesin.
Zülfükar KARAKOÇ
Ağıt
{Ölüm İle Yitirilen Canın Ardından, Yanan Yüreklerce, Kürtçe Yakılan Ağıt}
Le va çı kote zamane,
Le va çe kote kadere,
Sevgiyamın,
Hat ket seremın.
Ah lemıne, vah lemıne,
Oyyy! ..
Cigeramın, çavreşamın.
Ez hine
Tere ter nabum ki,
Du çuye kuda ki,
Mın dur kete.
Ez de na binım ki.
Le ez nıka tere,
Çe beyijım ki,
Rındıkamın,
Delale berğemın,
Ah lımıno,
Vah lımıno,
Şevitya kez abamın,
Halemin yamano.
Ar ket,
Gazap ket hundu ramın,
Şevitya malemın.
Ez digirım, ez denalım,
Gulamın,
Ez bum be kes,
Ez bum naçar,
Herim kera beyüm derdiğa.
TÜRKÇESİ:
Bu ne kötü zaman,
Bu ne kötü kader,
Sevgi’ m benim,
Geldi düştü başıma.
Ah bana,
Vah bana,
Oyyy! ..
Ciğerim, karagözlüm.
Ben daha;
Sana doymadım ki,
Sen gittin nereye ki,
Benden uzak düştün.
Ben seni göremiyorum ki,
Le ben şimdi sana;
Ne söyleyeyim ki.
Güzelim,
Güzel kuzum,
Ah bana,
Vah bana,
Yandı yüreğime,
Halim yamandır.
Ateş düştü,
Gazap düştü, içime,
Yandı evim.
Ben ağlarım, ben söylenirim,
Gülüm.
Ben oldum kimsesiz,
Ben oldum çaresiz,
Gidip kime söyleyeyim derdimi.
Zülfükar KARAKOÇ