Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
artık onu sevmeyecekti Petra
cama dayadı canını
sokak buz
sokak kağıt kırışığı
içinde yüze çarpmış bir erozyon
artık onu sevmeyecekti Petra
son damlası gözyaşının bıyıklarına düştü
kurşun gibi fırladı sokağa
akasyanın ve söğüdün son yaprakları kaldırımdaydı
gökyüzüne kemik grisi asıktı
yüreğinde kımıl kımıl bir kalabalık
öldürecekti kendini
tabancasında unuttuğu bir gerilla
aklında Behdinan semalarından göçmen bir suna
irkilip kaçan keklikler su içemedi
Kesran deresinde
kızgındı hava
parmaklarını tanrı ısıttı
Ahmed Arif caddesinde bir şişe şarap gömdü göğsüne
dipsiz kuyudan çekilmiş bir gündü
yalnızlık dudağında dağlanmış türkü oldu
bir tankın paleti altında ezdi kendini
oysa işkencelerde uzamıştı kolları
nerde bir kemik kırılsa
ilk o duyardı acısını
dolu bir tanrı kadehi gözleri
içinde dünden kalma sevda bakışı
eğer ismini asacaksanız doğunun bir ülkesine
sloganlara uyardı sesi
artık onu sevmeyecekti Petra
ne yalnızlık ona alışacaktı
nede o yalnızlığa
iki sitemkar şiir dinlerken ağlamaya kalmaktır sön söz
saçlarına dokunduğu elleri yanıktı
sokaklara hırsını bıraktı
ama kalbini avutamadı
ölmek gibiydi sevmek
sokağa tekme atmak gibi
irfan sari
aralık 2009