Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Şeyhmus Közgün: Kentin nabzını yakalayan her fert neden birer qırıx olmasın ki...
Elif Dumanlı
Uzun Göl'ün kenarında çadırın içinde uyku tutmamıştı. El lambasını yaktığımda Koko ile karşılaştım. Onu da uyku tutmamıştı. Sabah, gençliğini, umut ve hayallerini hapsettiği Bursa Kapalı Cezaevi'nden tahliye olacaktı. Onun elinde Emile Zola'nın 'Meyhane'si, benimkinde ise Onun hayatı (Sisler, Korkular) . Koko, Diyarbekirli bir qırıxdı. Qırıx kültürü ile ulusal mücadele bilincini harmanlamış bir yiğit. Maral Şelalesi'nde köpürerek yere çarpan sulara bakarken, omzuma dokundu. 'Burada ne eksik biliyor musun? ' diye sordu. Bana göre her şey tamdı. Cennetten bir parçaydı Doğu Karadeniz. 'Ne? ' diye sordum. 'Buralarda isyan ruhu yok' dedi. 'Bizim oralarda her şeyin bir ruhu vardır ve dinlemesini bilirsen kendini anlatır.' Elimden tuttu. Maral Şelalesi'nden alıp beni Yedi Kardeş Burcu'na götürdü ve başladı anlatmaya. Son kitabı 'Sisler ve Korkular' üzerine yazar Şeyhmus Közgün ile görüştük.
Koko'yu kahraman olarak seçme nedeniniz nedir?
Koko arka mahallede yaşayan asi yaratılışı gereği hırçın, korkusuz; arkadaşları için yüreğini ortaya koyacak kadar dostane; aşka inanan, sevgilisi için gözü kara olabilecek kadar tutkulu, acılı ve gördüğü düşlerde serüvenlerle iç içe yaşayan bir karakter. Başından geçen olaylardan dolayı bir yanı siyasi, bir yanı suçlu, bir yanı ise aşk adamı olan biri. Yaşamında dönüm noktası teşkil eden 'Telebelere' karışması sonucu arka mahalledeki suçlu kişiliği bir halkın isyancı, toplumsal ve örgütlü yakarışına dönüşür. Bununla birlikte arka sokaklardan edindiği olumsuz duygu ve davranışlardan kurtaramaz kendini. Acılı hali kazanan değil de sürekli kayıpları oynayan bir insanın ruh halidir. Tabii bu başka insanların kazanmasına ön ayak olurken sadece kendisini terk etmeye çalışan ve hep kaybeden bir kimliğe dönüşür.
Romanda geçen Qırıxlar, Telebeler, Kara Elliler, Aluceler neyi temsil ediyorlar?
Aluceler; sivil, resmi ve askeri kesim. Qırıxlar; arka mahallelerde ve arka sokaklarda yaşayan, her türlü kötülüğün önüne geçebilecek güce ve cesarete sahip isyancı kimliklerdir. O sokak, o mahalle onlardan sorulur. Olan bitenlerden haberdardırlar, harbi duruşları Aluceler için tehlike arz eder. Kara Elliler; yaşamı karanlık olan ve her an suç işlemeye meyilli insanlardır. Telebeler; bir siyasi irade olarak ezilen, sömürülen halkaların birlikteliği, özgürlüğü, ve kardeşliği için mücadele eden aydınlanmacı bir örgüttür.
Romanın bazı bölümlerinde masallara yer vermişsiniz. Bunun kaynağı nerden geliyor?
Çocukluğumdan edindiğim iyi bir masal dinleyicisi olma özelliğim vardır. İçimdeki özlemlerden dolayı o dönemin yazınsal dünyada yaşatılmasından yanayım. Öz ile yaratımın oluşturduğu masallar da diyebiliriz.
'Sisler Korkular' romanını yazmaya başlama sebebinizi öğrenebilir miyim?
Diyarbakır'da her yıl kültür ve sanat festivali düzenlenir. Kalabalığın muazzam görüntüsünde kentin verdiği kültürel havayı kendinde barındıran, çocukluğunuzda ya da gençliğinizden belli parçalar taşıyan insanlar görürsünüz. Onları hissedersiniz, korkarsınız. Festivalin her an terör yerine dönüşmesine yol açabilecek korkuyu hep içinizde taşırsınız. Keşke böyle korkular hiç olmasaydı dediğimde romana başlamaya karar verdiğimi söyleyebilirim.
'Abê bêle duz gidecax, sağa dönecaxsan, soldaki ilk awluli qapi.' Konuşmalar örnekteki gibi genellikle yerel şive ile verilmiş. Ve verilirken de şiveyi yansıtsın diye Türkçe'de bulunmayan harfler kullanılmış. Bunun avantaj ve dezavantajları neler olabilir sizce?
Diyaloglarda okuyucu bazı harflere takılabilir. Bazı kelimeleri iyi telaffuz edemeyebilir. Anlamada zorluk çekebilir. Bunlar yazarın kaygıları sonuçta. Oysa roman bambaşka bir dünya ve her araladığınız kapıda yaşayan farklı insanlar vardır. Bunların iletişimleri, yaşadıkları coğrafyadan bağımsız değildir. Siz okuyucu daha iyi anlasın diye değiştirmek hakkını kendinizde bulamazsınız. Siz yazmaya başlamadan önce onlar konuşuyor, siz bitirdiğinizde yine konuşmaya devam edecekler. Onlar o dünyada o şiveyle konuşup anlaşıyorlar, siz o dünyayı tanıtıyorsunuz. Bir şeyin özünü boşaltınca kime hizmet ettiğiniz noktasında çelişkiye düşersiniz. Realiteye mi yoksa popüler kültüre mi? Diziler, sinemalar, kitaplar, örnek verilebilir.
İleriye yönelik çalışmalarınız var mı?
Edebiyatı bir yaşam felsefesi olarak görüyor, yaşıyor, düşünüyorum. Bu bağlamda her şeye yön veren öncelikle duygularımdır. Bu; şiir, öykü, makale ve deneme tarzında olabilir. Üç yıldır uğraştığım iki roman dosyası var. En büyük amacım hem anadilimde; yani Kürtçe, hem de Türkçe eserler verebilmektir.
Qırıxlardan şu an yaşayan var mı?
Diyarbakır'a her gidişimde mutlaka görüştüğüm birkaç qırıx vardır. Kentin nabzını yakalayan her fert neden birer qırıx olmasın ki
***