Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Kadın pantolon giyer mi? - 1
'Kırk değil kırk bin kırbaç cezası alsam da mücadelemden vazgeçmeyeceğim'
Lubna Hüseyin
Kadın sorunu ve onunla alakalı düşün-yazı çalışmalarını 8 Mart inhisarından çıkarıp tüm bir zamana yayma gayretlerimizde ne denli haklı olduğumuz, 'üç devrim formülü'müzün birinci babı olan ve Atak'ın Temmuz 2009 sayısında yayımlanan 'Kadın Sokakta Sigara İçer mi? ' başlıklı yazımıza gelen ilgi (olumlama) ve yol açtığı tartışma ile bir kez daha teyit edilmiş oldu.
Yılda bir kereye indirgenmiş kadın etkinlikleriyle ne kadın hareketinde ciddi bir ilerleme sağlanabilir ne de bir ayağı kadın kitlelerine dayanan toplumsal muhalefet güçlü ivmeler yakalayabilir. Kadının şaha kalkması ve siyasal-toplumsal rolünü oynayabilecek bir örgütlü iradeyi yakalaması bakımından kadın sorununda özel bir yoğunlaşmaya ihtiyaç var. Uzun erimli bir aydınlanma, örgütlenme ve mücadele ile ezilen kadınların insanlığın temel problematiklerinden biri olan 'Kendi Sorunu' üzerine odaklanmasını sağlamak gerek.
Bunun yolu da kadınlarda 'bir kadın yazısı okudum ve hayatım tümden değişti' etkisi yaratacak yazınsal çalışmaları daimi kılmaktan geçiyor. Elbette ki kadın konulu yazınsal çalışmalarda bu nitelikte ürünler vermek kolay değildir. Bu yazıların böyle büyükçe iddiaları da yok. Bununla birlikte kadının nemli şuur ormanında bir kıvılcım yakabiliyorsa, bu durumda, kadının tarihi özgürlük yürüyüşüne mütevazıca bir katkı sunmuş olacaktır ki başkaca da bir emeli yoktur.
* * *
Gel gelelim asli konumuza.
Konu belli: Kadın pantolon giyer mi? Bu saçma soru ve konu da nerden çıktı dediğinizi duyar gibiyiz. Hani haksız da sayılmazsınız. Öyle ya uzay çağında bir kadının pantolon giyip giyemeyeceğini tartışmak biraz abesle iştigal olmuyor değil. Ama siz gelin bunu bir de Sudan'daki şeriat rejimine sorun, bakalım bu konuda sizin-bizim gibi düşünüyor mu? Ne düşündüğünü merak mı ediyorsunuz? Eğer Sudan şeriat yönetimi ve bu ülkede yaşayan kadınların hakları hususunda bir fikriniz yoksa bu durumda bu soruya yanıt vermek bize düşüyor. Sudan şeriat yönetiminin bu yazının dokusuna karışmış olmasının nedeni, bir 'pantolon davası'dır. Evet, yanlış okumadınız, uluslar- arası kadın camiasını ayağa kaldıran 'pantolon davası.'
Pantolon davası
Davacı şeriat devleti, davalı ise gazeteci Lubna Hüseyin. Lubna Hüseyin, Sudan'da pantolon giyerek dolaşıyor. Bu, devlet tarafından kadına pantolonu yasaklayan şeriat yasalarına meydan okuma olarak kabul edildi. Lubna, 'suç ortağı' olan bir grup kadın arkadaşıyla birlikte, pantolon giymiş oldukları gerekçesiyle oturdukları kafeteryadan gözaltına alındı. Götürüldükleri karakolda 209 dolar para ve 40 kırbaç cezası karşılığında bırakılabilecekleri söylendi kendilerine. Bu uygulamayı şiddetle reddetmesi nedeniyle Lubna hapse atıldı ve hakkında dava açıldı.
Lubna 4 Ağustos'ta başlayan duruşmada, yasağa bir kez daha meydan okuyarak, hakimlerin karşısına pantolonla çıktı. Lubna'yla dayanışmak amacıyla yüzlerce kadın pantolon giyerek, mahkemenin önüne gelip destek verdi. Bu duruşmadan karar çıkması beklenirken, içerden ve dışardan yükselen tepkiler ve kartopu gibi büyüyen dayanışma hareketi karşısında şeriat mahkemesi duruşmayı ertelemek zorunda kaldı. 7 Eylül'de görülen davada Lubna Hüseyin, Sudan Gazeteciler Cemiyeti'nin para cezasını ödemesi sonucu serbest bırakıldı.
Lubna Hüseyin, hiç tartışmasız bu mücadelenin öncülerinden biridir. Kadını aşağılayan, yasaklayan, nesneleştiren din esaslı hükümlerin kaldırılması için sesini cesurca yükseltiyor. Pantolon eylemiyle Sudanlı kadınların hak ve hukuk mücadelelerinin uluslararası bir boyut kazanmasını sağlamayı başardı. 'Kırk değil kırk bin kırbaç cezası alsam da mücadelemden vazgeçmeyeceğim,' diyen Lubna, bu duruşuyla, kadınları yargılayan erkek egemen zihniyeti sorguluyor-reddediyor ve Sudan şeriat düzeninin karanlık dehlizinde ateş böceği olma serüveninin tüm risklerini göze alıyor. Mısırlı feminist yazar Neval Saadavi'nin deyimiyle Doğu'da kadın, 'kadının da insan olduğunu ataerkil topluma kabul ettirmenin' kavgasını veriyor. Sudan'da ise kadın, hem insan olduğunu kabul ettirmek hem de pantolon giyebilmek için mücadele ediyor.
Arif Işıldar
Bu yazı 21 Eylül 2009 tarihli Demokratik Açılım gazetesinde yayınlanmıştır