Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Gününüz aydın, bereketli ve huzurlu geçmesi temennisi ile grubumdaki tüm dostlara selam ve sevgilerimle merhaba diyorum, :))
Güzel bir aşk şiiriyle güne başlamak istedim :))
Yağmur Gözlüm
Ahh yağmur gözlüm, yağ üstüme
Seninle ıslanmak istiyorum
Öyle yağki, deli boran ol geceme
Aşkından sırılsıklam olmak istiyorum
Ahh yağmur gözlüm, yağ üstüme
Seninle yeşermek istiyorum
Öyle yağki,arkasından gökkuşağı ol günüme
Aşkından yeniden doğmak istiyorum
Ahh yağmur gözlüm, yağ üstüme
Seninle deniz olup coşmak istiyorum
Öyle yağki,dalgalarım vursun sahile
Aşkından durulmak istiyorum
Ahh yağmur gözlüm, yağ üsütme
Seninle aşka kanmak istiyorum
Öyle yağki, buhar olup göklere
Aşkınla yeryüzüne akmak istiyorum
Ahh yağmur gözlüm yağ üsütme
Seninle yaşlanmak istiyorum
Öyle yağki yıldırım ol düş yüreğime
Durup,durup sana AŞIK olmak istiyorum
Sinem Sarı
========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: rozena
Alan: Grup: Dersimin Türküsü
Tarih: 30.08.2009 13:29:00
Konu: hacı bektaşı veli
----------
Gerçek ismi, Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata olan, Hacı Bektaş-ı Veli Horasan'ın Nişabûr şehrinde 1281 senesinde doğdu.
İlk eğitimini Şeyh Lokman-ı Perende’den aldı. Lokman-ı Perende, Ahmed-i Yesevi’nin halifelerinden olup, zahir ve batın ilimlerinde derin bilgilere sahipti. Bektaş Veli Lokman-ı Perende’nin gözdesiydi. Ve rivayetlere göre kendinde olağanüstü haller gerçekleşiyordu.
Hacı Bektaş-ı Veli, eğitimini tamamladıktan sonra Anadolu'ya geldi. Halka doğru yolu göstermeye başlayan ve kıymetli talebeler yetiştiren Hacı Bektaş-ı Veli, kısa zamanda tanınarak büyük rağbet gördü. Bu sırada Anadolu'da dini, iktisadi, askeri ve sosyal teşekkül olan ve kendisinin de bağlı olduğu 'Ahilik Teşkilatı' ile büyük hizmetler yapan Hacı Bektaş-ı Veli ve talebeleri, Osmanlı sultanları tarafından da sevildi ve hürmet gördü.
Bu sıralarda kuruluş devrinde olan Osmanlı Devleti'nin sağlam temeller üzerine oturmasında büyük hizmetleri oldu. Sultan Orhan zamanında teşkil edilen “Yeniçeri Ordusu”na dua ederek, askerlerin sırtlarını sıvazladı. Böylece Hacı Bektaş-ı Veli'yi kendilerine manevi pir olarak kabul eden Yeniçeri Ordusu, manevi hayatını ve disiplinini ona bağladı. Hacı Bektaş-ı Veli, asırlarca Yeniçeriliğin piri, üstadı ve manevi hamisi olarak bilindi. Bu bağlılık ve muhabbet, Yeniçerilerin sulh zamanındaki talimleri ve harplerdeki gayret ve kahramanlıklarında çok müsbet neticeler verdi. Bütün bunlar, halk ile Yeniçeriler arasındaki yakınlığı kuvvetlendirdi.
Yeniçeriler, dervişler gibi cihad azmiyle dolu ve görülmemiş derecede kahraman ve fedakar oluşlarında, bu hadiseler müsbet tesirler gösterdi. Yeniçerilerin; 'Allah, Allah! İllallah! Baş uryan, sine püryan, kılıç al kan. Bu meydanda nice başlar kesilir. Kahrımız, kılıcımız düşmana ziyan! Kulluğumuz padişaha ayan! Üçler, yediler, kırklar! Gülbang-i Muhammedi, Nûr-i Nebi, Kerem-i Ali... Pirimiz, sultanımız Hacı Bektaş-ı Veli...' diyerek savaşa başlamaları, bunun manidar bir ifadesidir.
Hacı Bektaş-ı Veli'nin Makalat adlı Arapça bir eseri vardır. 1338 senesinde vefat eden Hacı Bektaş-ı Veli'nin derslerini ve sohbetlerini takip ederek onun tarikatına bağlananlara, tasavvuftaki usûle uyularak 'Bektaşi' denildi.
Makalat'ın asıl nüshaları tetkik edildiğinde, onun; İslam dinine sıkı sıkıya ve sağlam bir şekilde bağlı, İslamiyete uymayan davranışlara şiddetle karşı çı