Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Kürdistan diye bağımsız bir devletin kurulmasına hiç bir dünya ülkesi müsaade etmeyecektir ve edemez de, Kürdistan adında bir devletin kurulması, zaten kimin ne yapacağı bir milletin daha belirsiz hale gelmesini sağlayacaktır. Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan her fert zamanı geldiğinde ne yapacağı belli olmayan patlamaya hazır bir bomba gibidir. İnandıkları şeyler için ölmekten çekinmeyecek bir insan topluluğunu hiç bir dünya ülkesi göze alamaz.
Güneydoğudaki bu karışıklığın sebebi Kürdistan kurulması değildir. Ermenistan'ın bir İmparatorluk haline getirme çalışmaklarıdır. 1900'lü yıllarda yapılan iddia edilen Ermeni katliamı'nı yavaş yavaş bütün dünya devletleri kabul edecek ve Türkiye'yi de buna zorlayacaklardır. Bunun kabul edilmesinden sonraki aşama ise TT aşaması, yâni tazminat ve toprak aşamasına geçilecektir. Bu aşamalara geçmek için gerekli olan aşamaların hepsi büyük bir titizlilikle gerçekleştirilmiştir ve hâlen de gerçekleştirilmeye devam etmektedir.
PKK terör örgütü ve Fettullah Gülen gibi sözde müslümanlarla başlayan bu plan halen devam ediyor, Şu anda İslam dininde o kadar fazla kişinin yazdığı kitaplar var ki, bu bile antoloji gibi bir sitede rahatlıkla tespit edilebilmektedir.
Herkes sözde aynı Kur'an-ı Kerim'i savunmakta, Hz. Muhammedi savunmaktadırlar. Kendisini tarikatlara kaptırmış olanlar bile tarikat şeyhlerini hâşâ peygamber ilan etmeye kadar götürmekte ve bundan da en ufak bir çekince duymamaktadırlar. Dini elinden alınmış, ekonomik nedenlerle çalışmaktan başka bir şey yapmayan bir insan sürüsü hâline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu da çok güzel uygulanıyor. Çünkü biz daha İslamiyet konusunda bile birbirimizi anlayamıyoruz.
İslamiyetin 1300 yıldır yeryüzünde olmasına rağmen hâlen kavgaları devam etmektedir. Hz. Muhammed'den sonra o kadar güzel bir karışıklık çıkartılmıştır ki, tarikatları, şeyhleri, şıhları reddeden dinimizde adam yerine konabilmek için bir şeyh'in yanında gözükmeyi, onu savunmayı bi haltmış saymaya çalışmaktayız.
Tek kitabın mealini bile bu kadar kutba bölmeyi becerebilen bir zihniyet bizleri bölemez mi sanıyoruz acaba, biz hâlâ geçmişimizdeki kahramanlıklardan, destanlarımızdan bahsetmeye devam edelim,
Ama son delikanlının Çanakkale’de öldüğünden kimse bahsetmesin. Çünkü herkes delikanlı.
Dün neden ille de solculuk isimli bir makale paylaşmıştım, bugün ise neden ille de sağcılık konulu bir makale paylaşmayı planlıyordum. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, yârına kaldı,
Biz hâlâ Amerika şöyle yapıyor, böyle yapıyor demeye devam edelim. Ama sadece konuşalım, Amerika’nın arkasından da hiçbir yere ayrılmayalım.
Ben sadece şunu derim, Adam olsaydık da Amerika’yı suçlamasaydık. Adam değiliz ki hep suçlu arıyoruz. Batıya gideriz doğuda suçlu kim, PKK diye cevap verilir. Doğuya geliriz suçlu kim diye sorarız, suçlu devlet denilir. Ne hikmetse kimse kendisini suçlamaz. Ben ne yaptım da böyle demez. Devletten para almak için babasını öldürenden, kardeşini öldürüp faili meçhul göstermekten kimse çekinmez. Ama suçlu devlet, suçlu fakirlik,
İyi de bunlar kimin umurunda, nasıl olsa suçlayacak birileri var, kendimize bakacak cesareti olmayan bir aptallar sürüsü olduğumuzdan kime ne, Biz işimizi biliriz nasıl olsa, gemisini yürüten kaptandır nasıl olsa. Herkes kendi gemisini yürütmeye çalışıyor da, geminin karada olduğunun kimse farkında değil.
Sağcı-Solcu.
Hepinizin canı cehenneme;