Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
uzun ve pusulu geçen gecenin ardından,
barış için,yarınlar için,
umutla başlardım yeni güne,
dağlara sevdalı yaralı yüreğimin sesi ile,
beni çocukluk hayallerimdeki,
özgürlük özlemine götüren,
o acımasız patika yolları,
koşar adımlarla geçerdim,
her molada yakılan ateşin başında,
arkadaşlığa,dostluğa ve yoldaşlığa,
bağdaş kurardım,
bir tütün sarar,
gökyüzüne upuzun bakardım,
içim göçerdi ötelerde kalırdım,
ağlardım her gidenin ardından,
yağmura eş olurdu gözyaşlarım,
yanaklarımdan süzüle,süzüle akardı,
şarap oluverirdi içerdim yudum,yudum,
en sevdiğim şarkıyı söylerdim arada,
'uzaklara gitme'yi,
yankıların vokalistliğinde,
ve yüreğimdeki on binlerin eşliğinde,
yola devam ederdim ansızın,
uzaktan gelen cılız'çakal'seslerine,
arada bir 'keklik'ötüşleri karşırdı,
başımı sağa,sola sallar,
alaylı alaylı güler geçerdim,
aylardan hazirandı,
sevmediğim bir zamandı,
aklıma 'kardelen'ler gelirdi,
onlar ki baharı hiç göremediler,
teselliyi 'badem'çiçeklerinde bulurdum,
onlar da benden yanaydılar,
baharı hiç beklemezlerdi,sevmezlerdi,
derin vadileri yarar geçerdim,
Fırada,Dicleye akardı bedenim,
maviyi görmek için sabırsızlanırdım,
mavi ki tutkudur,
mavi ki özgürlüğün sevdasıdır gönüllerde,
o yüzden nazar değmesin diye,
mavice hayaller kurar,
umudumun sebebine,
mavice gülerdim,
nihayetinde kucakladım sevdamı,
varlığımın sebebi Mezopotamya mı,
yorgun düşen bedenim,
kan kırmız gelincik şafağında,
öpüverdi alnından,
Süphanı,Ağrıyı ve Cudiyi,
artık var olmam gerekn yerde ve zamandaydım,
gerisi sağır,gerisi dilsiz ve önemsiz...!