Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Bazen soruyorum kendi kendime
Bilgiyle ben neyi başarabilir
Bazen soruyorum kendi kendime
Sen ile ben neyi başarabilir
Bazen soruyorum kendi kendime
Okullarım niye bilgi kokmuyor
Dayısı olanlar terfi oluyor
Ozaman bu gençler niye okuyor
Bazen soruyorum kendi kendime
Kalemi kağıdı alıp eline
Dost Şeref’im yine daldın derine
Gerçek bilim insanının yerine
Bazen soruyorum kendi kendime
21/07/2009
Dost Şeref
Taha Akyol Objektif
Eğitimde alarm
15 Temmuz Çarşamba 2009
ÜNİVERSİTE sınav sonuçları hepimizi şoka soktu. Az gittik, uz gittik, şu kadar okul, bu kadar üniversite... Ama sonuçta vardığımız yer ortada!
Dünkü Milliyet’ten aktarıyorum:
“Öğrenciler Türkçe, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen testlerinde soruların yarısını bile çözemedi! 30 soruluk Fen Bilimleri-1 testinde ortalama 4 doğru çıktı! ..”
Ve on beş sene önceki Milliyet‘ten bir haber:
“Üniversite sınavlarında ancak yüzde 10’a varan bir başarı sağlandı. 100 üzerinden 50 puan alanların başarılı sayılacağı bir sınav yapılsaydı adayların yüzde 95’i üniversiteyi kazanamayacaktı! ” (Milliyet, 15 Ağustos 1994)
Niye yıllardır böyle? Hatta 1869’da ilköğretimi zorunlu kılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’ni alırsak, yüz elli yıldır niye böyle? Bunun kolay ve basit bir cevabı yok! Son derece karmaşık ve uzmanlık bilgileri gerektiren bir konudur.
Zihniyet sorunu
Ben burada sadece iki konuya dikkat çekeceğim: Zihniyet ve sistem sorunları...
Dünkü Milliyet‘te, eğitim uzmanı Turgay Polat öğrencilerin sorulardaki “soyut ifadeleri” algılamada zorlandığını söylüyor.