Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Hayata deli akmak gerekiyor, munzur suyu gibi. Siz bilir misiniz munzur suyunu? İlk baktığınızda çok sakin görünür insana. Oysa öyle hoyrat akar ki, içten içe acısını derinlere gömer. Hep acır aslında Munzur, ama bize sakin yüzünü gösterir; umut dolalım diye, ışığını gösterir, aydınlığını geleceğe taşıyalım diye. Hiç bencil olmadı Munzur, acıdıkça, ışığını saçtı çocuklarına, onları bağrına aldıkça, umudunu verdi bağrından kopanlara, koşalım ışığını saçalım istedi. Bizleri elçi tuttu aydınlığını sunmamız için; dağlara, ovalara, yüreğini karanlığa vermiş insanlara.
Munzurun çocukları hep delidir bu yüzden aynı suyu gibi. Yüzlerinde hüzün, içlerinde o deli çocuk. Yenilgiyi asla kabul etmezler, hiç yenilmediler de zaten. Hiçbir karanlık gölge yüreklerindeki aydınlığı karartamadı.Azaldıkça çoğaldılar, çoğaldıkça yeryüzüne karıştılar kopmaz kökler saldılar ortaya. Kavgaya tüm kaslarıyla, gövdeleriyle, tutkularıyla girdiler. Yok olmanın hududuna geldiler, umut olup tekrar salındılar ırmaklara, göğe. Bütün evrene karışırcasına. Her yitiriliş yeni bir diriliş oldu onlar için. Öfkelerini verdiler kirlenmişliklere, makinalaşmış bedenlere, bencilliklere.
Bedenleri karıştı toprağa, ruhları ise dağların doruklarına, güneşle birlikte hergün yeniden doğdular ve gülümsediler hayata. Hergün aynı türküyü söylediler doruklarında sen mınzurun kızı, sen munzurun oğlu; uyan! Hayata akma zamanı tıpkı Munzur gibi; deli coşkulu ve umudunu yitirmeden…