Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Kimilerine göre hükümetin AK'lığını bataklığa çevirdiği dosyalarının üstüne farklı bir tartışma konusu yaratarak konuyu farklı noktalara çekme politikası olduğu varsayılıyorken kimilerine göre ise gerçekten halkın ortak kullanım alanlarında sigara dumanından olumsuz yönde etkilenme ve sağlık parolasıyla yola çıkılmış bir oluşumdu,kapalı alanlarda sigara içme yasağı.
Tabii altyapısı hazırlandıktan sonra bu uygulamaya olumsuz yanıt verebilecek pek insan yoktur.Unutulmamalıdır ki kahvelere sırf evde sigara içmediğinden,bebeğin veya hamile eşinin dumandan etkilenmemesi için giden insanlarımızda vardır.Düşünün kıraathanelerde sigara içilmediğini; içeri girenler hayırlı işler demek için diye uğrayan hatırlı dostlar olacaktır.
Bu durumun diğer yanında gerçekten dumandan rahatsız olan ve sigara içmediği halde sağlığının zarar görmesinden rahatsız olan vatandaşlarımızda var.Bunun bir orta yolu bulunamaz mı? Tabii ki bulunabilir.Artık nefes alıp verişimizi dahi örnek alacağımız avrupaya bakılacak olursa mekanlarda sigara içenlere ait özel oda veya bölümler mevcuttur.Gerçekten samimi bir yaklaşım olduğu varsayılıyorsa her iki kısımdaki yurttaşlarımızda pekala düşünülmelidir.
Hükümetin bu konuda gerçekten samimi olduğunu varsaydığımda bir soru aklıma geliyor.Sigara dumanına bu kadar itina ile yaklaşılıyorken özellikle sanayi bölgesi olan Kocaeli ve ilçesi olan Dilovası'ndaki fabrikaların bacalarından çıkan zehirli gazlar ile etkilenen ve sigara dumanından çok daha vahim sonuçlara yol açan bu kanserojenlerin suyumuza,gıdamıza ve soluk yolu ile bedenimize karıştığı düşünüldüğünde ne gibi bir tutum sergileneceği aslında bellidir.Aslında lokanta,kıraathane,cafe ve restoranlarda yasaklandığında meclisten geçen bir yasa yeterli bir nedendir.Peki zengin iş adamları ve yabancı ortaklıkların ve sermayeninde içinde olduğu bu işletmelere sıra geldiğinde bu itina neden gösterilmemektedir? Hiç kimse işin bir yerinden başlandı sıra ona da gelir demesin? ONlarca senedir bir arpa boyu yol katedilememiştir.Bir fabrikanın bacasına filtre takmak beraberinde maddi bir külfet getirse de konu bizim halkımızın ve bizim sağlığımızdır.Dilovası'ndaki fabrikalardan çıkan gazlar sonucu orada yaşayan halkın tek ölüm sebebi kanserdir.Maalesef bu tip büyük işletmelere yaptırım uygulanamadığından iş sadece sivil toplum örgütlerinin uyarılarına kalmakta ve bu uyarılara da kulak asılmamaktadır.
Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak bu uygulamayı desteklerken aynı zamanda da toplumun genelinde travma yaratacağını düşünmekteyim.Kahvehaneler iflas edecek,lokantaların ve cafelerin işleri büyük ölçüde azalacak fakat diğer yanda asıl mevzubahis olması gereken fabrika atıkları ve bacalarından çıkan dumanlar ise göz ardında tutulacaktır.Ey bütün kararları tek başına alan milletvekilleri şu halkın çektiklerine bir bakın da gördüğünüzde ceketinizi iliklediğiniz küresel sermayeye bir başkaldırın.Çok düşündüğünüzü belirttiğiniz yurttaşlarınız için...
GÖRKEM ŞENER
