Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Yıkılıp dökülmüş bir virane olduk
Hem sevip hem ağlayan olduk
Güller gülse de ağlayan bülbül olduk
Ağlamadan bülbül olan Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Ümmeti deyip halimize ağlayan yok
Karanlık yolda ümmetine ışık tutan yok
Sen(sav) ’den başka imdadımıza koşacak yok
İmdadına koşulmayan Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Özlemim, Kurtuluşum;
Gül-i ruhsar rehberim,
Ayağının altını iştiyakla öperim,
Işık Ordunda aşkla, gönüllü bir neferim
Gönüllü nefer olmayan Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Ümmetler yetiştiren bahçelerin bahçıvanı
Gülün en güzel kokanı;
Çöllerin rayihası,
Salâvatlar yankılanır,
Silinir gönül pası
Gönül pası silinmeyen Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Sana gelen yollara set çektiler,
Ümmetin gelemiyor,
Çaresizler çıkmaz yolda;
Sana gelen ışığı arıyor,
Zalim zulme devam;
Hiç kimse Bir Olan Allah’tan korkmuyor,
Bir Olan Allah’tan korkmayan Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Ne ağır zemheriler geçiriyor,
Yollarını gözlüyorum
Günah galerisinde öksüz kalıp,
Hasret ile yanıyorum
Kaç yıldır yüreğim yaralı,
Boynum bükük Sen'i bekliyorum
Boynu bükük Sen'i beklemeyen Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Tek kurtuluş sendin,
Unuttuk Sen'den de içeri olan Sen'i
Bıraktık kendi ellerimizle,
Bir Olan Allah’ın ipini
Herkes kendi eliyle kurtarmaya çalışıyor gemisini
Kurtarılmaya çalışılmayan Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Şefaatini gönder umutsuz ve çaresiz ümmetine,
Hiç halimiz böyle olur muydu;
Sımsıkı sarılsaydık sünnetine,
Muhtacız kurtarıcım,
Muhtacız Gül Efendim,
Muhtacız Himmetine,
Peygamberinin himmetine muhtaç olmayan Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Ayağının altında ki bir toz da ben olsaydım
Yokluğunda inleyen bir kütükte ben olsaydım
Özleminle inleyen bir bülbülde ben olsaydım
İnleyen bülbül olmayan Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Küfrün kalelerini yerle bir eden Sen(sav) ’din
Kisra saraylarını dize getiren Sen(sav) ’din
Gurbete veda edip yurduna dönen Sen(sav) ’din
Asıl Yurduna dönmeyen Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)
Vuslatın Abdulkadir’in her dem hülyası,
Bu rezil rüsva dünyada;
Ne gül, nede Gül kokusu kaldı,
Aşkınla köpürüp taşan Cibril;
Sana en layık sırdaştı!
Sana en layık sırdaş olmayan Vuslat;
Bize hicrandır Efendim (sav)