Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Ferman e!
Yılmaz Çamlıbel
Ferman, farsca bir kelimedir ve kanun, emirname anlamına geliyor. Bu kelime, Kürdistan’da yaşanan toplu katliamlar nedeniyle, “Toplu ölüm emri” anlamıyla Kürt diline girmiştir. Jenosit sınırlarına dayanan bu katliamlar, Kürt toplumunu öylesine derinden etkilemiştir ki, bu konu üzerine yüzlerce ağıt yakılmıştır. Bir ağıt da şöyle deniliyor:
Ferman e, ferman e
Fermana mîrê mîran e
Destê Kurda ber rûyan e
Eşîrên me hêsîr man e
Ferman e, ferman e
Fermana me Kurdan e
Pêşîya me da tivingên cendirman e
Du me da hewara zabit û qaymeqayman e
Li pêşîya me da, ne havîn e, ne bihar e
Her çar rojên zivistan e.
Belê, dîsa ji bo Kurdan ferman e. Türk Genel Kurmay Başkanıyla Kara Kuvetleri Komutanın medya mensupları için düzenledikleri ortak basın açıklamasında anlaşılacağı gibi, Kürtlere yönelik yeni bir toplu katliam emri verilmek üzeredir.
Bunu nerden çıkarıyorsun diyenler için yazıyorum. Biz, asker ve sivil Türk yöneticilerinin, siyah rengi düşünürken, ağzından beyaz kelimesini nasıl ustalıkla çıkardıklarını çok iyi biliyoruz. Onların topluma nasıl yalan söylediklerini ve onları nasıl ustalıkla kandırdıklarını biliyoruz.
Hani ne derler “Türk konuşunca şahit istemez.” Türk komutanlarının basın toplantısındaki sözlerini doğru okuduğumuzda, katliamın olacağı konusunda başka kanıt aramamıza gerek kalmaz. Gelin hep birlikte, Türk komutanların kafasından geçen şeylerle, ağzlarından çıkanları bir karşılaştıralım.
Basın açıklamasında en çok dikkat çeken sözler şunlardır. “Dağda gezen her insana 10 kişi yardım ediyor. İmam ve muhtar gibi etkin kişiler, yola mayın döşüyorlar, lojistik destek sağlıyorlar. Biz yasalar içinde kalarak terörle mücadele ediyoruz. Dur, kimsin diyene kadar, silahını çekip esker ve polisimizi öldürüyorlar. Bu iş yedek subay ve erlerle olmaz. Özel eğitimli uzman kişileri oraya yollayacağız. Yedek subaylar ve erlerimiz en kahraman insanlarımızdır. Onları korktukları için değil, acemi oldukları için geri çekiyoruz. Medya asker kayıplarını yazının başında, teröristlerinkini altında veriyor. Onun için asker ölümleri fazla gözüküyor. Psikolojik savaşta PKK biziden daha iyi durumda. Çünkü onun eli kolu bizimki gibi bağlı değil. Bunu değiştirmek gerekiyor. Bu konuda medyaya önemli görev düşüyor v.s.”
Bu sözlerle ilgili gerçek düşünceleri ise şöyle. “Halk bunlara destek veriyor. Bunu engellemek gerekiyor. Halkı tek tek kontrol etmemiz mümkün değil. Bunun için, imam, muhtar ve diğer etkin kişileri satın alarak, korkutarak, ajanlaştırarak ve bölgede terör estirerek bunu sağlayacağız. Sivil halkı mücadelenin hedef tahtası haline getireceğiz. Şüphelileri, dur kimsin demeden, çekip vuracağız. Yasalara uymaya kalkarsak bu işi çözemeyiz. Yedek subay ve erlerimiz savaşmaktan korkuyorlar. Bunları geri çekeceğiz. Eğitimle fanetikleştirdiğimiz, Kürt düşmanı haline getirdiğimiz, ölmekten ve öldürmekten korkmayan uzman kişileri mücadele alanına süreceğiz. Başarı elde etmek için psikolojik savaşa önem vermek gerekir. Bu konuda sizlere önemli görevler düşüyor. Elimizi kolumuzu bağlayan yasaları çiğnememizi ve Kürdistan’da yapacağımız katliamları görmemezlikten gelin. Haberleri, bizim verdiğimiz bilgilere uygun şekilde yazın. Asker ölümlerini az, terörist ölümlerini çok gösterin ki halk bize kızmasın v.s.”
Ey! sağcılar-solcular, Alevîler- sunniler, emekçiler- kapitalistler, Kurmançlar- Zazalar, kentliler- köylüler, DTP’liler, HAK-PAR’lılar, KADEP’liler, Kürt sivil toplum örgüt üyeleri ve örgütsüzler, Ey! Kürtler ve Kürt dostları, haberiniz olsun. Bazıları bir kere daha Kürdistan’ı kan gölüne çevirmek istiyorlar. Peki sizler ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Canınızı biraz daha fazla acıtmak için, imdat çağrımı Kürtçe yapıyorum. “Hay hewar! ferman e, dîsa ferman e. Fermana me Kurdan e.”