Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Biz yapınca hatta yapmasak bile neredeyse soykırım yaptığımız gerekçesiyle ipe çekerler ama yapan Rumlar olunca ispatlansa bile sineye çekerler. İşte Avrupanın çifte standardı.
Kıbrıs Rum kesiminde, 1974 veya öncesinde Kıbrıslı Türklerin terk etmek zorunda kaldığı taştan yapılmış evler yıkılarak, taşları inşaatlarda kullanılmak üzere satılıyor.
Politis gazetesinin haberinde, 'Terk edilmiş Kıbrıslı Türk köylerinde taş üstünde taş kalmadı' denilmekte.
Bu işin çete tarafından sistematik şekilde yapıldığını duyuran gazete, Kıbrıslı Türk evlerinin taşlarının, bazı durumlarda tanesi 1,5 Kıbrıs Lirasından (KL) satıldığını, köşe taşlarının ise 10 KL'ye (yaklaşık 30 YTL) kadar alıcı bulduğunu yazdı.
Bu durumun hem Rum polisinin, hem de 'Kıbrıs Türk Malları Vasiliği'nin bilgisi dahilinde olmasına karşın, alınan önlemlerin yetersiz kaldığı kaydedilen haberde, 'Asprogremo' barajı yanındaki 'Finika' (Finike) , 'Euretu' (Dereboyu) , 'Sarama' (Kuşluca) , 'Androliku' (Gündoğdu) , 'Fasli' (Faslı) köyleri ile diğer birçok Türk köyünün 'tam anlamıyla yağmalandığı ve taş üstünde taş kalmadığı' bildirildi.
Kimi durumlarda, çalınanların sadece evlerin taşları olmadığını, evlerin tahta kapı ve pencerelerinin de çalınarak, Kıbrıs gelenek ve tarihi eserlerine düşkün kişilere satıldığını yazan gazete, son günlerde 'Terra' (Çakırlar) köyünde oturan az sayıda Kıbrıslı Rumun, kamyonların Kıbrıslı Türk evlerinden taşları alarak civarda yeni inşa edilen villalarda kullanılmak üzere götürdüğüne şahit olduğunu aktardı.
TARLALARIN SINIR TAŞLARINI DA ÇALDILAR
Bu haberlerin Baf Kaymakamlığına ulaşmasından sonra köye Rum polisinin geldiği belirtilen haberde, bu duruma ilişkin şikayetlerin Rum yetkili makamlarına yaklaşık 10 gün önce yapılmasına rağmen ancak Rum makamlarının şikayetleri dün dikkate aldığı bildirildi.
Bölgeye dün giden Rum yetkilileri, 'Holi' yolu üzerindeki tarlaların sınır taşlarının çalındığını tespit etti.
Yapılan ihbarlara göre bu hırsızlıkta, kendisi de bölgede benzer taşlarla inşa edilmiş mandıralara sahip olan köy muhtarı Andonis Markitsis'in de rol aldığı belirlendi.
Peki ne olacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi veya sivil toplum örgütleri ne yapacaklar? Hiç bir şey. Neden. Çünkü mağdur taraf Türkler. Öyleyse görme, duyma, inanma, ciddiye alma. Zamanla da unut gitsin.