' Balkan Türkleri, B ... Mesaj Detayi Antoloj ...

Gönderen: Hazreti Net
Tarih: 19.09.2006 10:38
Konu: BAŞÖRTÜSÜ

BAŞÖRTÜSÜ

Geleneksel ise sorun yok.
Değilse, nedeni nedir?
Soru buradadır. Yanıtı da başın altında, yani başörtüsünün altında aranmalıdır.
Benim annem de başını örter. Bu bir gelenektir. Gelenekler, atasaldır. Yani, atalarımıza saygı, onları yaşatmak, anmak içindir.
Annem bunun için örterdi. Başörtüsü, herhangi bir etnik (budunsal, kavimsel) ise sorun vardır. Üstelik bütün bunlar bir siyasal amaç taşırsa; bunun sonuçları korkunç olur.
Bu siyasal amaç dinsel olursa daha da korkunç sonuçlara gebe olur. İnsanlar arasında dinsel, ırksal (şövenist) ayrımcılık hiçbir ülkeye yarar sağlamamıştır. Hoşgörüyü yadsır. Huzursuzluk kaynağıdır. Benim ülkemde dinin sembolü olarak kullanılıyor. Yalnız bununla da kalmıyor, bazı kadınlarımız, öylesine giyiniyorlar ki; halk arasında ‘’karafatma’’ olarak adlandırılıyor. Halk deyimi olmuştur. Karafatma, hamamböceğine deniyor. Tek gözlerine kadar örtünenler var. Namus kavramı bu olabilir mi? Diğer çağdaş kadınlarımız namussuz mu? Yoksa bunlar, namuslarını kara elbiselerle korumaya mı çalışıyorlar? Kadınlarımızı rengarenk insan dalgaları şeklinde mi, yoksa; kara dalgalar halinde mi görelim? Böylesine iç karartıcı görüntü…
Kadınlarına mı güvenmiyorlar, kendilerine mi?
Bence; kadınlarını, kendileri gibi düşündüklerinden güven duymuyorlar. Doğal olarak saygı da…
Namus gibi kutsal bir kavram, kara elbise altında korunamaz. Elbiseye güvenilemez, emanet edilemez. Namus, zor erdem, zor şartlar altında korunmalıdır. Namusun değeri buradadır.
Siyasal İslam’ın sembolüdür türban.
Dinsel ayrımlar yüzünden tarihte nice kanlı savaşlar olmuştur. Haçlı savaşlarından tutun da günümüze kadar olanlarını şöyle bir düşünün yeter. Amaç buysa, insansal sonucu olur mu?
Siyasal İslam ise kadınlarımıza yer vermez. İki kadın tanık, bir erkek tanık yerine geçer. Yönetici, imam, olamaz. Kadın peygamber hiç olmamıştır. Bazı peygamberler, kadınlarından harem bile kurmuştur. Kadına çok değer verdiklerinden mi?
Kuran’da miras hakkı bile kadınların hakları çok kısıtlıdır. Özellikle kadınlarımız Kuran’ı Türkçe olarak, yavaş yavaş, anlayarak okumalarını öneririm. Aslında, ‘ben Müslüman’ım’ diyen herkesin mutlaka kutsal kitabını kendi diliyle okumalıdır.
Kadınlarımız başörtüsünden önce bunları çözmelidirler.
BİR DELİNİN DÜŞÜNCELERİ adlı eserden alınmıştır