Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Terörün arkasında yüzlerce aşağılık neden bulabilirsiniz. Ama onu besleyen fakirlik ve eşitsizliktir. Sanırım yakında kapitalistler de kendi Troçki'lerini bulmak zorunda kalacak. Birisi çıkıp, 'Bütün dünya zengin olmadan gerçek zenginlik olamaz' diyecek. Çünkü fakirleri denetim altında tutmak için harcanan paralar, ordulara, silahlara giden servetler mutluluğu ve huzuru getirmiyor.
Ahmet Altan' ın yazısının devamı için tıklayın...
Troçki, bütün dünya komünist olmadan gerçek bir komünizm olmayacağını söylüyordu. Onu öldürdüler. Bu fikir yeryüzündeki hiçbir yöneticinin işine gelmiyordu. Ama bu cümlenin ne kadar doğru olduğunu şimdi görüyoruz. Cümledeki 'komünist' sözcüğünü çıkarın. Yerine 'zengin' sözcüğünü koyun ya da 'mutlu' sözcüğünü. Bütün dünya zengin olmadan gerçek bir zenginlik olmaz. Bütün dünya mutlu olmadan gerçek bir mutluluk olmaz. Bu tür cümlelerin insanlara 'hayalperest bir çocukluk' gibi gözüktüğünü bilmeyecek kadar saf değilim. Ama sanırım sandığınız kadar 'çocuksu' bir söz değil bu. Çünkü bu cümlenin ardında ölüm yatıyor. Gerçek ve kanlı bir ölüm. Nedense tarih boyunca insanlar için ayıp olanların toplumlar için gerekli olduğunu kabul etmişiz.
Bir insanın etrafındakilerin çıkarlarını hiçe sayarak sadece kendi zenginliği ve mutluluğu için uğraşması ayıptır ama bunu bir toplumun yapması doğal karşılanır. Başka toplumlara aldırmadan, hatta onların canını yakarak, onları daha fakir ve mutsuz yaparak zenginleşmeye çalışmak bir toplumun hakkı gibi gözükür.
Şimdi bu anlayışın ne kadar yanlış ve sakat olduğunu görüyoruz. Sen başkalarının neler çektiğine hiç aldırmadan zenginleşebilirsin... Böyle zenginleşmiş çok ülke var yeryüzünde. Ama bu zenginlik senin başının belası haline gelir. Fakir ve öfkeli bir kalabalıkla kuşatılmaya başlarsın. Kendi evinde bile huzurla yaşayamazsın. Bir yüzyıl önce fakirler zenginlerden binlerce kilometre, dolayısıyla da aylarca yıllarca uzaklıktaydı. Zengin kendi evinde güvenle yaşar, fakir kendi evinde acıyla sürünürdü. Ama artık bir gün içinde dünyanın her yanını dolaşabiliyorsun.
Uçaklar bütün insanları birbirine kapı komşusu yaptı. Televizyonlar her an dünyanın her yanından haberi herkese ulaştırıyor. Şimdi herkes birbirini görüyor. Mesafeler azaldıkça zenginle fakir arasındaki farkın keskinliği de daha çok ortaya çıkıyor. Ve o fakirler bombalarıyla, silahlarıyla, kara öfkeleriyle geliyor. Terörün arkasında yüzlerce aşağılık neden bulabilirsiniz, devletler birbirlerini güçsüzleştirmek için ya da başka bir hesapla terörü destekleyebilir. Ama terörü besleyen fakirlik ve eşitsizliktir.
Afganistan'daki adam çıplak ayaklarıyla yürürken, Afrikalı bir lokma yemek bulabilmek için çamurları karıştırırken sen New York'ta, Paris'te, Londra'da güvende değilsin. Hakkari'de insanlar aç uyurken İstanbul'da güvende olamayacağın gibi... Bencilliğin kimseye yarar sağlamayacağı bir döneme giriyoruz. Bu çağda artık milliyetçilik insanların başına acıdan başka bir şey getirmez. Sen sadece İngiliz'in, sadece Türk'ün, sadece Amerikalı'nın çıkarını düşünürsen, başkalarının çıkarlarına aldırmazsan birileri çıkarlarını ve mutluluklarını kaybedecek demektir. Mutsuzlar gelip kapını çalar. Sanırım yakında kapitalistler de kendi Troçki'lerini bulmak zorunda kalacak. Birisi çıkıp, 'Bütün dünya zengin olmadan gerçek zenginlik olamaz' diyecek. Bunu demekle de kalmayacak. Huzurlu yaşayabilmek için herkesi zengin etmenin yolunu arayacak. Bu, bazı anlayışların değişmesi anlamına gelecek. Fakirleri denetim altında tutmak için harcanan paralar, ordulara, silahlara giden servetler mutluluğu ve huzuru getirmiyor. Zenginler mutlu ve huzurlu yaşayabilmek için öncelikle ordulara o kadar para harcamanın akıllı bir yatırım olup olmadığını bir daha değerlendirecektir.
Neredeyse bütün Afrika'nın açlarını doyuracak kadar para ülkelerin cephaneliklerinde silah olarak duruyor bugün. O silahlar mutsuzluğu ve güvensizliği artırmaktan başka işe yaramıyor. Amerikan ordusu New York'u, İngiliz ordusu Londra'yı, Türk ordusu İstanbul'u, İspanyol ordusu Madrid'i koruyamadı. Eskiden solcuların söylediği 'barış ve kardeşlik' şarkılarını yakında zenginlerin söylediğini duyacaksınız. Biz İstanbul'da mutlu olabilmek için Hakkari'yi zengin etmek zorunda olduğumuzu anlayacağız. Amerika, Afganistan'ı... İngiltere, Araplar'ı zengin etmenin gereklerini görecek. Dünyanın bütün hükümetleri yalnızca kendi yurttaşlarının ve ırkdaşlarının çıkarlarını düşündüğü sürece kendi yurttaşlarına ve ırkdaşlarına sadece acı getirecek. Dünya bir bütün artık. Globalizm dedikleri de bu zaten. 'Ben burada mutlu yaşayayım, o orada mutsuz olsun' anlayışı biraz da kanlı bir şekilde bitiyor. İstediğin kadar para kazan, huzurlu bir şekilde harcayamadıktan sonra o para ne işine yarayacak. Dünyanın hangi büyük başkentinde insanlar güvenle bir alışveriş merkezine girebiliyor, dünyanın hangi büyük kentinde sabah evinden çıkan adam akşam evine dönebileceğinden emin? Bütün dünyayı sarıp sarmalayacak bir sistem bulmak gerekiyor. Tek başlarına mutluluk yaratmayı beceremeyen komünizmle kapitalizmin karışımından oluşan bir sistem olacak herhalde bu. İngiliz başbakanı 'üçüncü yol' dediği bu sistemin yöntemini araştırıyor. Blair'in bir anda Avrupa'nın lideri konumuna gelmesinin ardında da bu arayışın olduğunu sanıyorum.
Devletlerin ve toplumların bencilliğini bitirecek bir anlayış bu. 'Biz ve onlar' ayrımı sona erecek. 'Onlar' olmayacak bir süre sonra dünyada. Sadece 'biz' olacağız. Irkımız, dinimiz, milliyetimiz önemsizleşecek. Tanrıya inansa da inanmasa da herkes, 'Komşun açken tok yatma' diyen büyük dinlerin öğütlerine kulak verecek. İnsanlık geç öğrenir. Ama öğrenir. Şimdi de bu yeni hayatın zorunluluğunu öğreniyor. Bencilliğin bedeli büyük, bunu da öğreniyor. Terörü lanetleyeceğiz, lanetlemeliyiz de ama terörün neyin sonucu olarak ortaya çıktığını da görmeliyiz. 'Biz ve onlar' ayrımıyla insanlar binlerce yıl birbirlerine düşman oldu. Hayat bu ayrımı ortadan kaldırıyor. Hayatın gerçeklerine karşı çıkmak da her zaman olduğu gibi acı ve ölüm getiriyor. Troçki'nin anlayışını biraz değiştirerek yakında herkes benimseyecektir. 'Bütün dünya zengin ve mutlu olmadıkça kimse gerçekten zengin ve mutlu olamaz.' İnanmıyorsanız, New Yorklular'a, İstanbullular'a, Londralılar'a, Madridliler'e sorun.
kaynak: Yeni Aktüel,