Azerbaycanı sevenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Re
Alan:   Grup:Azerbaycanı sevenler
Tarih: 05.04.2009 17:31
Konu: KAHRAMAN TÜRK KADINI

İŞTE ANALARIMIZ

1. Dünya Savaşı'nın ardından Anadolu topraklarının İtilaf Devletleri tarafından işgali, Türk halkının topyekûn bir Kurtuluş Savaşına girişmesine sebep olmuştur. Bu mücadele Türk halkı için bir hayat mücadelesinden çok yaşadığı topraklara sahip çıkma, hayat mücadelesi haline dönüşmüştür.
İstanbul hükümetinin işgallere karşı tedbir almaması üzerine halk tarafından başlatılan mücadelenin en önemli adımı; Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışı ve Anadolu'daki hareketin önderi olmasıdır. Kurtuluş Savaşının hazırlık aşaması diyebileceğimiz, kongreler ve Müdafai Hukuk Cemiyetlerinin kuruluşunun ardından T.B.M.M.'in açılışı ve savaş döneminde erkekler kadar kadınlar da her alanda görev almışlardır. Osmanlı Devleti'nin XX. yüzyılın başında arka arkaya girdiği savaşlar ile birlikte silah altına alınan erkek nüfusun yerine çalışma sahasına giren kadınlar; şimdi de, memleketin dört bir yanında başlayan işgalleri protesto etmek amacıyla mitingler düzenleyerek mücadelenin ilk adımını atmışlardı. Bu mitinglerin ilki 14-15 Mayıs 1919 gecesi İzmir'de gerçekleştirilmiştir. İzmir'in işgalinin ardından İstanbul'da düzenlenen mitinglerde konuşma yapanlar arasında bulunan Halide Edip, Nakiye Elgün, Müfide Ferit Tek ve onları destekleyen binlerce Türk kadını, bu savaşta erkeklerin yanında mücadeleye hazır olduğunu tüm dünyaya duyurmuştur.
İstanbul'da 19 Mayıs günü düzenlenen mitingde bir konuşma yapan Halide Edip: 'Hanımlar! Bugün elimizde top, tüfek denilen alet yok; fakat ondan büyük, ondan kuvvetli bir silahımız var: Hak ve Allah. Tüfek ve top düşer, hak ve Allah bâkidir. Topun yüzüne tükürecek kadar evlatlar, analar, kalbimizde aşk ve iman, milliyet duygusu var. Biz dünyada millet sınıfına lâyık bir millet olduğumuzu, erkek, kadın, hatta çocuklarımıza kadar ispat ettik' sözleriyle; bu savaşın milletin her ferdinin savaşı olduğunu belirtmiştir.

30 Mayıs 1919'da ikinci Sultanahmet Mitinginde Nakiye Elgün: 'Efendiler! Fatih'in, Selim'in, Süleyman'ın mezarını, ecdadının ebedî âbîdeleri olan câmileri, türbeleri bırakıp çıkacak içinizde bir erkek var mıdır? Ben tasavvur etmiyorum, çıkmayacaksınız, bırakmayacaksınız. Biz de daima sizinle beraber olacağız... Önümüzde açık iki yol var: Biri, tarihimize şanımızla devam etmek, diğeri gözlerimizle beraber tarihimizi de kapayıp ebediyete götürmektir.'
5 Kasım 1919'da Sivas'da Anadolu Kadınları Müdafai Vatan Cemiyeti kurulmuştur. Kurucuları Sivas Valisi Reşit Paşa'nın eşi Melek Hanım ve arkadaşlarıdır. Cemiyetin kuruluş amacı açıklanırken tüm İslâm kadınlarının derneğin doğal üyesi olduğu kabul edilmiştir. Amasya, Kayseri, Niğde, Erzincan, Burdur, Pınarhisar, Konya, Denizli, Kastamonu ve Kangal'da Cemiyetin şubeleri açılmıştır. İşgallere karşı çeşitli devletlerin yetkililerine telgraflar gönderilmiştir. Dernek Mustafa Kemal'in de desteğini almış ve gönderdiği telgraf ile T.B.M.M.'in açılışına gösterdikleri ilgiye ve yurtsever hislerine teşekkür etmiştir. Dernek; Maraş ve İzmir'deki mücahitlere ve felaketzedelere verilmek üzere para yardımı kampanyası açmıştır.

Milli Mücadele'de doğu, batı ve güney cephelerinde ve cephe gerisinde görev alan kadınlarımızın sayısı hiç de az değildir. Milli Savunma Bakanlığımız tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre; Milli Mücadele'ye katılarak düşmanla mücadele eden kadınlarımız arasında 62 şehit kadınımız tespit edilmiştir. Çankırı'lı Yusuf kızı Emine, Amasya'lı Adil kızı Zeynep, Erzincan'lı Osman kızı Emine, Adana'lı Ayşe, Gaziantep'li Güldane şehit edilen arşiv belgelerinden tespit edilebilen birkaç şehit kadınımızın ismidir. (6) Bu kadınlarımızın bir kısmı top mermisiyle, bir kısmı evinde kurşunlanarak şehit edilmiş, veya yaralı olarak hastahaneye getirilmiş ve orada vefat etmiştir.

Kurtuluş Savaşında Ermenilere ve Fransızlara karşı gösterdikleri mücadele ile ayrı bir öneme sahip olan Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta 164 gazi Türk kadını tespit edilmiştir.

Tarihimizde düşmanla cephede bizzat mücadele eden şahsiyetlerin timsali 93 Harbinde Ruslarla mücadele eden Nene Hatun ile başlayan memleketi düşmanlardan kurtarma azmi, Milli Mücadele'de had safhaya ulaşmıştır. Kurtuluş Savaşının cephelerinde görev alan ve tespit edebildiğimiz kadınlarımızın bazıları şunlardır:
Kara Fatma (Fatma Seher Erden) : 1888 yılında Erzurum'da doğdu. Subay Derviş Bey ile evlenmiş onunla birlikte Balkan Savaşına katılmıştır. I. Dünya Savaşında ailesinde 9-10 kadınla birlikte Kafkas Cephesine gitmiş, Mondros Ateşkesinden sonra eşi Ermeniler tarafından şehit edilince etrafına topladığı kadınlarla birlikte Ermenilere karşı çarpışmıştır. Erzurum'da Mustafa

Kemal ile yaptığı görüşme sonucunda görev istemiş, kurduğu çetesiyle Bursa ve İzmit'in işgalden kurtulması için çalışmıştır.

Oğlu, kızı ve kardeşinin de bulunduğu müfrezesinde 350 kişi bulunuyordu. Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Muharabesine katıldı. Afyon civarında Yunanlılara esir düşmüş ve yine kendi çabalarıyla kurtulmuş, ardından üsteğmen rütbesine yükseltilmiştir. Üsteğmenlik maaşını Kızılay'a bağışlamıştır. 1954 yılında T.B.M.M. tarafından yeniden maaş bağlanmıştır.

Erzurum'da 1955 yılında vefat etmiştir.

Ayşe Hanım:

Yunanlıların İzmir'i işgali ile Milli Mücadele'ye katılmış, Aydın civarındaki mücadeleye ve I.-II. İnönü savaşlarına katılmıştır.

Sakarya Savaşı'nda yaralanmış ve tedavisinin ardından müfrezesine geri dönmüştür. Başarılarından dolayı binbaşılığa yükseltilmiştir. Mücadele'nin kazanılmasından sonra Ankara'ya gelmiş ancak burada bavulunu çaldırdığı için evrakları kaybolmuştur. Okuması olmadığından, sonraları Merkez bankası'nda hademe olarak çalışmıştır.

Tayyar Rahmiye:

Osmaniye'nin Raziyeler köyünden olan Rahmiye Fransızlara karşı 9. Tümenin yaptığı mücadeleye müfrezesiyle katılmıştır. 1 Temmuz 1920'de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca 'Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz? ' demiş, aynı muharebe sırasında ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit düşmüştür.

Maraşlı Bir Hanım:

Bitlis defterdarının hanımı olarak tanınan ancak adı bilinmeyen bu Türk kadını Maraş'ın Kayabaşı Mahallesinde Ermeniler'in Müslüman kadınlara saldırı ve tecâvüzlerine dayanamayarak ateş açmış akşama kadar 8 düşman askerini öldürmüş, sonra erkek elbisesi giyerek milis kuvvetlerine katılmıştır.

Hatice (Kılavuz) Hatun:

Adana Pozantı'da Fransız kuvvetlerine Tekir Yaylasından Mersin'e ulaşacak en kısa yolu yanlış göstererek Türk askerinin eline düşmelerini sağlamıştır.

Kara Fatma Şimşek:

1921-1922 'Fahri Milis Üsteğmeni' rütbesiyle Kocaeli Grubu mürettep Süvarisi emrinde müstakil Süvari müfrezesinde görev yapmıştır.

Tarsuslu Kara Fatma:

8-10 kişilik çetesiyle birlikte Afyon Savaşlarına katılmış, Tarsus'un kurtarılmasında yararlılık göstermiştir.

Gaziantep'li Yirik Fatma:

Antep'de kuşatmaya karşı koymak için çete teşkilatına katılmıştır.

Nazife Kadın:

Kendisinden bilgi almak isteyen Yunanlılara karşı direnirken düşman tarafından Kavakönü Köyünde işkence yapılarak öldürülmüş ve ardından fırında yakılmıştır.

Gördesli Makbule:

1921'de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadele çete savaşlarına katılmıştır. 17 Mart 1922'de Akhisar'la Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yayla'da elinde silah, düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmiştir.

Asker Saime Hanım:

15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgali dolayısıyla İstanbul Mitinginde konuşma yapmış, tutuklanmış daha sonra Anadolu'ya geçerek Milli Mücadele'de görev almıştır. Savaş sonrası İstanbul Lisesi'nde Edebiyat öğretmeni olmuştur.
Milli Mücadele'nin burada bahsetmeye çalıştığımız kadın kahramanlar yanında belgelerde adına rastlanmayan pekçok isimin yaptıkları fedakarlıklar; üzerinde yaşadığımız toprakların bizler için ne kadar kıymetli olduğunu anlamamıza yetecektir. Ümidimiz yeni nesillerin de bu topraklara en az onlar kadar sahip çıkmalarıdır.


Alıntıdır____________